İçeriğe atla

Cübbeli Ahmet hoca ve Adnan Oktar mevzusu

(Yazının altında bu yazıda yazılan fikirlere muhalefet eden arkadaşların yorumlarını okumadan, onların fikirlerini de değerlendirmeden geçmeyin lütfen.)

Cübbeli Ahmet hoca sanırım Türkiye’de bugünlerde gündemi baya meşgul ediyor. Habertürkde Fatih Altaylı’ya verdiği röportajlar, hem ilim kokuyor hem de bazı kesimleri çok rahatsız ediyor. Bunlardan bir tanesi Adnan Oktar bey ve tayfası. Kendileriyle ilgili bu sitede bundan önce hüsn-ü zan içeren ve “bu kadar yayın yapan ve hizmet etmeye çalışan kimseler iyi insanlar olmalılardır” diye yürüttüğüm mantığı bugün itibariyle yayından kaldırdım. Sebepleri;

-Adnan Oktar’ın bütün açıklamaları Hz. Mehdi ve kıyamet alametleri üzerine. Bu konuyla ilgili o cemaatten görüştüğüm arkadaş da Adnan Oktar’ın mehdi olduğuna inandığını samimiyetiyle söyledi. Bu durum öyle bir şeyki bu arkadaşlar, kendi işlerine gelen hadis ve ayetleri hıfz etmişler. Ama geriye gelen dini hadislerle uzaktan yakından alakaları yok. Kıldıkları namazın durumuyla ilgili acaip acaip şeyler var. Yaptıkları sohbetlerin, açtıkları siteler acaip olaylar. Dubai’de, Amerika’da, İngiltere’de, Hindistanda, Çinde, Fransada, Arap ülkelerinde bir sürü “türk” kişiler ve türk şirketleri var. Bu şirketler inşaat, ticaret, sağlık gibi birçok farklı sektörde iş yapıyor. Bu kişiler Adnan Oktar tarafından gönderiliyor ve oranın yerel televizyon ve radyolarında röportaj ayarlıyorlar. Ondan sonra youtube, facebook ve diğer bütün sosyal kanallar vasıtasıyla “işte mehdi dünyanın her yerinde zuhur” ediyor şeklinde lanse ediyorlar. Bu ne biçim bir haldir?

-Adnan Oktar’ın avukatlarıyla İstanbulda görüştüm. Bundan önceki sitenin kapatılması mevzusuyla ilgili kendilerini ofislerinde ziyaret ettim. Ofislerine girdiğim zaman, ben nur yüzlü, çok hoş kişiler beklerken, önünde kül tabloları olan, garip garip surette kişilerle karşılaştım. Bana yardımcı oldular sağolsunlar ama ben manevi hiçbir suret, hiçbir hal ve işaret görmedim. Başka vesilerle Adnan Oktar ve Harun Yahya cemaatinden arkadaşlarda da aynı şekilde hiçbir maneviyat göremedim. Bu benim manevi bir boyutum olduğundan değil, bu hissi içinizde kendiniz tartarsanız siz de benim ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız. Size emniyet ve huzur hissi vermesi, “el emin” olması gibi şeyleri bu arkadaşların hiçbirisinde göremedim.

-Oktar Babuna ile ilgili yazdığım yazıda, kendisinin açtığı onlarca site, anne ve babasına ağza alınmayacak küfürler etmesi, kendisine yakın kişileri eşcinsellik, lezbiyenlik v.s. gibi adi sıfatlarla itham etmesini eleştirmiştim. Orada yapılan ile şu anda Cübbeli Ahmet hocaya yapılanlar arasında ortak noktalar bulunuyor. Bir kere saldırı veya kendilerince nefs-i müdafa için 10’larca site açıyorlar. 10’larca sitenin hepsinde bir yorum kısmı bulunuyor ama buradaki yorumlar devamlı kendi istedikleri mesajlarla dolup taşıyor, size konuşma hakkı sunulmuyor. Örneğin Cübbeli Ahmet hoca ile ilgili sitelerde yorumlar kısmında devamlı Hz. Mehdi ile ilgili rivayet edilen, abidik ve gubidik yazarlar tarafından yayınlanan yorumlara yer veriliyor. Sitede “normal insan” olarak yorum yazmak istediğinizi belirtince, “hakkınızda yapılabilecek hukuki işlemden sorumluluk kabul etmiyoruz” diye korkutuyorlar. İlmi olan ve kendine güveni tam olan insan, everestede çıkar, google’ın en başına da. Önemli olan Allah’ın sevmesi midir yoksa kulların beyninin yıkanması mıdır?

Cübbeli Ahmet hocaya saldırmak için açtıkları sitelerin listesi:
Cübbeli Ahmet Hoca.tvyeCevap.com
Cübbeli Ahmet Hoca.tvyeCevap.org
Cübbeli Ahmet Hoca.tvyeCevap.net
Cübbeli Ahmete Cevap.com
Cübbeli Hocaya Cevap.com
Cübbeli Ahmet Hoca.org
Cübbeliye Cevap.com
Cübbelinin Bilmedikleri.com
Cübbeli Ahmet Hocaya Cevap.org
Cübbeli Ahmet Hocaya Cevap.net
Cübbeli Ahmet Hocaya Cevap.com
Cübbeli Ahmet Hocanin Yanlislarina Reddiye.com

-Adnan Oktar’ın StarTv’de ve diğer bütün kanallarda yayınlanan röportaj ve konuşmalarını dinledim. Kendisinin müridi olarak nitelendiren birçoğundan daha çok dini ilim gösterilmiş (öğrenmiş demiyorum çünkü kafam kalındır) birisi olarak, anlattıklarında ne bir ilim, ne bir ağırlık, ne bir mana bulunmuyor. İzlerken, bir cümle bitti hadi inşallah diğeri de biter diye beklemekten kendimi alamıyorum.

-İlk parağrafta belirttiğim gibi, Adnan Oktar birebir misyoner hareketi şeklinde “Adnan Oktar Mehdi dir” gibi bir noktadan ortaya çıkıyorlar. Dubai’de, Amerika’da, İngiltere’de, Hindistanda, Çinde, Fransada ve daha sayamadığım birçok ülkede şirketleri bulunuyor. Bu şirketlerle oluşturdukları bağlantılarla, bir bakıyorsunuz İstanbulda Boğazda yabancı gazeteciler dedikleri 3-5 gazeteciye röportaj veriyorlar. İngilterede, Fransada diğer ülkelerde orada yerelleşmiş müridlerin organize etmesi ve onların çevirmenlik yapması ile röportajlar veriyorlar.

-Youtube’da kendisini tekzip eden, yabancı bir alimin vidyolarını toplu bir şekilde saldırı ile alaşağı etmeye çalıştılar. Bunun yanında kendi aralarında gizli bir iç haberleşme ağları bulunuyor. Bu ağda Adnan Oktar ve kendisinin Hz. Mehdi olmadığıyla ilgili bir haber çıktığı zaman hemen saldırıya geçiyorlar. Google News’ten girdiğiniz zaman, Cübbeli Ahmet hocaya saldıran 120-130 tane yazı yazmışlar. Benimle ilgili mahkeme açılacağı zaman ilgili arkadaştan rica ettiğim zaman bu network üzerinden, diğer bütün arkadaşlara bilgi geçti ve “bu kişiye dokunmayın” şeklinde mesaj iletti. Sağolsun kendisini burada ifşa etmek gibi bir niyetim bulunmuyor ama burada doğru olmayan birşeyler var, devamlı yanlış kokular geliyor insanın burnuna.

-Youtube’da, facebookda ve seslerini duyurmak istedikleri her yerde çok güzel propaganda yapıyorlar ama işin şöyle ilginç bir yanı var. Adnan Oktar’ın Emniyette verdiği bir soruşma var. Türkiye’de bundan önce Bediüzzaman Said-i Nursi gibi Cumhuriyetin kurulmasının akabinde kurulan mahkemelerde yargılanan büyük alimler gibi birçok kişi bu sistemden geldi geçti. Bu kişilerin hiçbirisi işgence ve sorgu altında Adnan Oktar’ın söylediği sözleri ve verdiği ifadeyi vermedi. O vidyoyu google video’ya koydular müdahele ettiler, youtube’a koydular ona müdahale ettiler. Peki nerede kaldı hakikat? Nerede kaldı saflık, paklık?

Hasılı, Adnan Oktar’ın Hz. Mehdi olduğuna inanan ve bunun bu şekilde herkes tarafından kabul edilmesine güç sarfeden çok acaip fanatik, ticari gücü olan ve bu güç sayesinde hazırladıkları imkanları belli bir propaganda için kullanan kişiler var. Bu Hz. Mehdi’nin sıfatlarına, Allah’ın Kendi katından görevlendirdiği kişilerin zuhur ediş şekline çok aykırı bir düzlemde gerçekleşiyor. Cübbeli Ahmet hoca buna itiraz ettiği için de şu anda kendisini afaroz etmeye çalışıyorlar.

Cübbeli Ahmet hoca ve Adnan Oktar mevzusu” üzerine 22 yorum

  1. Site Sahibi der ki:

    Ehl-i Sünnet (sahih) kabul edilen hadis kitapları şunlardır:

    -Buhârî
    -İmam Müslim
    -Nasa’i
    -Ebû Davûd
    -Tirmzî
    -Ibn Mâce

    Daha az bilinmekle birlikte kabul edilen diğer hadis kaynakları ise şunlardır:

    İmam Malikin Muvattası
    Ahmed bin Hanbel Müsnedi
    Sahih Ibn Khuzaima
    Sahih Ibn Hibban
    Al Haakim’in Mustadrak’i
    Abd al-Razzaqin Musannafı

    kaynak:
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Ehl-i_S%C3%BCnnet

    Ben Suyuti ismini ilk kez sizden duydum.

  2. beril aksoy der ki:

    Suyuti’den nakledilen tam 8 adet hasdis-i şerif var. 1 adet de değil. Bunlara bir bakalım nelermiş;

    1- İbni Asakir diyor ki: Ebu Said Ahmed b. Muhammed Bağdadi (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (r.a.)’dan O dedi ki, Resulullah (s.a.v.) buyurdu:

    Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için, gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişçesine şu dünyanın yedi bin yıllık ömrü müddetince sevap yazar.

    2- İbni Abiyy diyor ki: Ebu İshak, İbrahim b. Abdullah Nebti, (aradaki ravi silsilesi ile) rivayet etti. Enes b. Malik (r.a.)’dan O dedi ki, Resullullah (s.a.v.) buyurdu:
    Dünyanın ömrü, ahiret günlerinden yedi gündür. Allah Teala buyurdu ki: “Senin Rabbinin yanındaki birgün, sizin saydığınız bin yıl gibidir.”

    3- İbni Ebi Dünya, Zemmil Emel’inde diyor ki: Ali b. Said, Hamza b. Hişan’dan, O da Said b. Cubeyr’den rivayet ettiler ki,
    Dünya, ahiret haftalarından bir haftadır.

    4-İbni Ebi Hatem, Tefsir’inde İbni Abbas’dan rivayet etti ki:
    Dünya, ahiret haftalarından bir hafta olup, yedi bin senedir ve bunun altı bini geçmiştir.

    5-İbni Abbas’dan sahih olarak nakledilen şöyle şöyle bir rivayet vardır.
    O dedi ki: Dünya yedi gündür. Her bir gün bin yıl gibidir. Ve Resulullah (s.a.v.)’de onun sonunda gönderildi.

    6-Tabarani Kebir’inde diyor ki, Ahmed b. Nadr el-Askeri ve Cafer b. Muhammed-ül Feryabi nakletmişler ki; (Ravi silsilesi ile) Dakkak b. Zeyd-i Cüheni’den rivayet ettiler. O dedi ki:
    Ben gördüğüm bir rüya’yı Resullullah (s.a.v.)’a anlattım. Bu rüyada Peygamber (s.a.v.) yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında idi. O buyurdu ki: Yedi basamaklı gördüğün minber şu dünyanın ömrü olan yedi bin senedir, Ben de Onun son bininde olacağım.

    7-İbni Abd-il Hamid, Tefsir’inde diyor ki; Muhammed b. Fadl, Hammad b. Zeyd’den, O da Yahya b. Atik’den, O da Muhammed b. Sirin’den, O da Müslüman olmuş kitap ehli birisinden rivayet ettiler ki:
    Allah, gökleri ve yerleri altı günde yaratmıştır. Rabbimin yanında bir gün, sizin dünya hayatında saydığınız bin yıl gibidir. Ve dünyanın eceli altı gündür, yedinci günde kıyamet kopacaktır. Altı gün gitmiştir ve siz yedinci gündesiniz.

    8-Peygamber (s.a.v.) zamanında, Adem (a.s.)’dan beri 5600 yıl geçmiş olduğu konusunda Ahmed İbni Hanbel İlel’inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed’den O da Vehb’den rivayet etti:Dünyadan beş bin altı yüz yıl geçmiştir.

    Birbiriyle tam mutabık tam 8 adet hadis-i şerifte Suyuti hazretleri açıkça belirtiyor ki;
    “Dünyanın ömrü 7000 sene”
    Oysa Cübbeli neden Suyuti’de 1 tane bile hadis yoktur demiştir bir de yemin vermiştir ?
    İşte bu hiç anlaşılır gibi değil. Hadisler gayet açık.

    Hadi diyelim buna kanaat yetmedi ki yetmeli ama olabilir, diğer islam alimlerine bakalım;

    Şimdi değerli hocamız Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretlerinin açıklamalarına bakalım;
    Hocamız diyor ki; “İKİBİNLİ (2000’li) YILLARDA HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN GELMESİ MUKARRERDİR (KARARLAŞTIRILMIŞ, TAKDİR EDİLMİŞ VE KATİDİR).İKİBİNLİ(2000’li) YILLARDA HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN GELMESİ MUKARRERDİR (KARARLAŞTIRILMIŞ, TAKDİR EDİLMİŞ VE KATİDİR).”

    Bakınız Hocamız 2000’li yılları veriyor Mehdi a.s gelişi için. Bunu görmek isterseniz
    http://www.osmanli.de şu siteye gidip makalelerinden “BİZİM BULUNDUGUMUZ ASIR; MEHDİ ALEYHİSSELAMIN ASRIDIR” kısmından ulaşabilirsiniz. Çok net açıklaması.

    -Birde başka bir yerde de belirtmiş Şeyh Nazım Kıbrısi hocamız, diyor ki;
    “En şerefli asırların içerisinde Efendimizi’in asrıdır. Ne için? Efendimizi’n içinde bulunduğu, yaşadığı zaman olduğu için. Bütün şeytanların, Deccalların, Allah’a yol kesicilerin, kafirlerin, müşriklerin asrı bitip tüm şerefsizliklerin sona erip, Hazret-i Mehdi İKİBİNİNCİ (2000.) yıllarda hazır olsun ve hazreti-i İsa YİRMİBİRİNCİ ASRIN (21.yy) İÇİNDE gökyüzünden inip yeryüzünde hazır eylesin. İNANCIMIZ BUDUR ŞİMDİ. ASRIN YARISINDAN FAZLASI BU SURETLE HAZRET-İ İSA VE HAZRET-İ MEHDİ’NİN MEVCUDİYETİYLE ŞEREF KAZANACAK.
    Uyanık ol! ”
    Kıbrısi hocamızın belirttikleri yine http://www.osmanli.de/pdf_yazilar_2008/sn_hazreti_mehdi.pdf bu sitesinde mevcut.

    -Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretleri inancını belirtiyor; 2000. yıllarda Mehdi’yi (a.s) 21. yy içinde ise Hz. İsa’yı bekliyor, asrın yarısından fazları yani 21.yylın yarılarından fazlası (2000’lerin) Hz.İsa ve Hz. Mehdi ile şeref kazanacak diyor ve en son not düşüyor, “Uyanık ol”.

    Olacak şey değildir ama diyelim olur hani vesveseyle Kıbrısi Hazretlerinin söyledikleri de inanmaya yeterli gelmemiş olur;

    Şimdi değerli İslam alimi İmam Rabbani hazretlerinin söylediklerine bakalım.
    Rabbani hazretleri şöyle belirtmiş;

    “Ancak beklenen odur ki; ARADAN BiN (1000) SENE GEÇTİKTEN SONRA bu saklı devlet tecid edile (yenilene). Ona bir üstünlük verilip suyu bulması, arttırıla… Böylece kemalatin (faziletlerin, mükemmelliklerin) aslı zuhur edip onun zilletini örte.. Ve yüce bağlılığa değer veren HZ. MEHDİ GELSİN. Allah ondan razı olsun.”
    (Mektubat-i Rabbani, 1/569)

    – Mektubat-ı Rabbani’de yer alan bu bilgi Rabbani’nin peygamber efendimizden tam 1000 sene sonra gelecek olan Mehdi’yi belirtiyor , çok açık.
    Şu anda hicri 1430’da olduğumuza göre Peygamber Efendimizden (s.a.v) buyana 1000 geçmiştir. Demekki Rabbani hazretlerinin verdiği bilgiye dayanarak diyebilir ki;
    Mehdi zuhur etmiştir.

    Şimdi gelelim ümmetin ömrü hakkında Peygamber Efendimizin (s.a.v) verdiği bilgilere;

    “Ahmed İbni Hanbel İlel’inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed’den O da Vehb’den rivayet etti:
    DÜNYADAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR.”
    (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman, sf. 89)

    -Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir tarihe dikkatimizi çekiyor ; ozamana kadar dünyadan geçen zamana ilişkin bilgi veriyor diyor ki; “5600 yıl geçmiştir.”

    Peki geriye ne kalıyor? Geriye zaman kalıyor mu ? Demek Mehdi a.s artık gelmiştir.

    Bir başka hadiste ;

    “BU ÜMMETİN ÖMRÜ BİN SENEYİ GEÇECEK, FAKAT BİN BEŞ YÜZ SENEYİ AŞMAYACAKTIR…”(Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 299)

    Suyuti hazretlerinden bize ulaşan hadis-i şerife bakalım yine belli ümmetin ömrü 1500 yıl.

    “BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK.” (Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89.

    Peki az da olsa hala kalpte şüphe kalmışsa bir de Üstad Said-i Nursi Hazretlerinin verdiği bilgileride düşünelim;

    Doğrusunu Yüce Allah bilir, Said Nursi hazretleri de kıyametin kopacağı zaman ilişkin fikrini beyan etmiştir.

    “Ümmetimden bir taife Allah’ın emri gelinceye kadar (kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır.”
    “Ümmetimden bir taife..” fıkrasının (bölümünün) makam-ı cifrîsi (cifir hesâbına göre olan netice, sayı değeri) 1542 (2117) ederek nihayet-i devamına (varlığının sonuna) îma eder. “Hak üzerinde olacaktır.” (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1506 (2082), bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane (açık ve ortada), belki galibane; sonra tâ 1542 (2117) ye kadar, gizli ve mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine (aydınlatma görevine) devam edeceğine remze (işarete) yakın îma eder. “Allah’ın emri gelinceye kadar” (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1545 (2120), kâfirin başında KIYAMET KOPMASINA îma eder.
    (Kastamonu Lahikası, s. 33)

    -Görüldüğü gibi 2120 yılında kıyametin kopmasının muhtemel olduğu bilgisini verir.

    Şeyh Nazım Kıbrısi’nin de 2000’leri Mehdi (a.s) zuhur yılı olarak verdiğini tekrar hatırlatmak isterim. Buraya kadar verilen hangi büyük islam aliminin sözüne yok olmaz denilir ya da hangi sahih hadise hala karşı çıkılabilinir.

    Mehmet Şevket Eygi ‘de Hz.Mehdi’nin bu yy.da geleceğini haber vermiştir.

    “Bazı keşif sahipleri Hazret-i İmam Mehdi radiyallahu anh’ın 1400 hicri yılında zuhur edeceğini tahmin etmişlerdir… Bazıları ise 1422 yılını göstermiştir.”
    Şu anda hicri 1419 yılındayız. Mehdi’nin zuhuruna az kalmıştır…” (Mehmet Şevket Eygi, Milli Gazete, 15/06/1998)

    Cübbeli Nimetullah Hoca Efendi için, çok derin bir alim olduğunu söylüyor, onun da söylediklerine bakalım. Nimetullah Hoca Efendi Feyz Dergisi ile söyleşi yapmış işte oradaki sözlerinden alıntılar ;

    “Bu yüzyıl İslam’ın yüzyılı olacak. Şüphesiz Mehdi gelecek. Bazıları bu konuyu fazla önemsemiyorlar. Çok yanlış. Ben bir çok büyüklerden kendim bizzat işittim. Zaten bir çok hadis mevcut. Mehdilik inancı Peygamberimizin soyundan büyük bir âlim bir imamın kıyametten önce bütün Müslümanları birleştirip bâtıl dinlere mensup kişilerle savaşacak. O zaman bâtıl dinler İslam’ın hâkim olması ile varlığını hem ilmi hem de itibar açısından kaybedeceklerdir…”

    -Nimetullah hoca efendi de söylüyor “Bu yüzyıl İslam’ın yüzyılı olacak.” Demekki gelecekyüzyıla vakit yok o da söylüyor. Hatta uyarıyor.
    Ama bunu görelim ve yinede görmezden mi gelelim ?
    Sırf Cübbeli Mehdi bu yy.da gelmez dedi diye.

    Şimdi, basiretle bakan hiç bir insan bunca alimin sözünü görmezden gelip daha hala, Mehdi bu yüzyılda gelmez, Mehdi kıyamete doğru gelir, demez ve bunun üzerine yemin de veremez. Mehdi’nin gelişine isteyen inanır isteyen inanmaz. Fakat kafasını kuma gömmüş deve kuşu gibi de tüm alimlerimizin sözlerini görmezden gelerek, gurur uğruna Mehdi gelmez demenin de bir anlamı yoktur.

    Mehdiyet gölgelenmesi gereken değil, Müjdelenmesi gerek bir konu. Çünkü dünyada bitmek tükenmek bilmeyen bir zulüm var, şeytan durmaksızın masum insanlara şiddet ve baskı için adamlarını kullanıyor. Mehdi (a.s)ile dünyada zulüm baskı son bulacak, altınçağ ile
    barış ve refah içerisinde, şeytanın yeryüzünden etkisinin silindiği, huzur, bolluk ve güven dolu zamanlar yaşanacak.

    Şimdi tüm bunlar üzerine alimlerinde dediği tam olarak kesinken, tespitlerine göre Mehdi’nin zuhur zamanı belliyken, Peygamber Efendimizin (s.a.v) bizlere bildirdiği
    zamanlar gayet açıkken bir müslüman nasıl olurda Hz.Mehdi (a.s) gelmez diye kendini kandıracak, asıl içten dua etmek gerek, Ya rabbi, Mehdimizi bizlere tanıt diye.
    Aynı Kıbrısi hazretlerinin ettiği dua gibi insan nasıl içten dua etmesin. Ne kadar içten dua ediyor .
    Diyorki; “… İmdadımıza yetiş, Ya Seyyid-i Peygamberimizin müjdesinin yakında zuhur edeceğini ümit ediyoruz”

    Adnan Oktar’ da işte bunun için dua ediyor, Mehdi a.s ile müjdeliyor.
    Mehdi’ye ait özellikleri onda tecelli ettiren Yüce Allah, Allah katında Mehdi kimdir , ancak onu Allah bilir. Adnan Oktar’da tecelli olan Mehdi özellikleri de varsa deriz ki maşaAllah, buna haset edilmez. Özellikleri onda tecelli eden Allah, o demse de biz anlamayacağız mı , özelliklere hayret verici şekilde benziyor. Ama onun Mehdi olduğunu göstermez. Hz. İsa geldiğinde
    inşaAllah Mehdi ile namaz kılacak, o zaman Allah bilir doğrusunu deriz, bu Mehdi herhalde deriz.

    BERİL AKSOY

  3. albatros der ki:

    Neden kendinizi bu kadar yoruyorsunuz anlmadım sayın site yöneticisi, Adnan Oktar’ın Mehdi olup olmaması sizi niye bu kadar ilgilendiriyor,sonuçta siz Amerika’da Amerika’ya hizmet eden kendi halinde yaşayan bir insansınız, sizi gelin Adnan Bey’in çalışmalarına yardım edin, konferanslar verin, kitaplar dağıtın diye zorlayan da olmuyor, nedir bu telaş gerçekten anlamadım. bu zamana kadar bu hadisler böyle derli toplu gün yüzüne çıkarılmadı, Üstad’ın İmam Rabbani’nin bu konudaki sözleri hep es geçildi, Şİmdi Adnan Oktar bunları anlatıyor diye suç mu oldu? Tamam bazı özellikler ona uyuyor şu an ama dikkat ederseniz o bu özellikleri açıklamaya başlayalı çok zaman olmadı, ondan öncesi var, evrim teorisi ve masonluk ile ilgili mücadelesi 30 sene öncesine dayanıyor, Yani Adnan Oktar’ın ilk çıkışı mehdiyet olsaydı tamam size belki bak verirdim ama gördüğünüz gibi durum böyle değil. Adnan Oktar eğer Hz.İsa’nın arkasaında namaz kılarsa işte o zaman Allah bilir ama O Mehdi diyebiliriz, yoksa fiziksel özellikler herkeste olabilir, dinsizlikle herkes mücadele edebilir değil mi? Saygılarımla

  4. Keskin Gerçek der ki:

    Hz Mehdi (AS) kaderde bellidir. Kimse bir çaba, bir emek, bir uğraşı sonucunda ya da sadece iddia etmekle Hz Mehdi (AS) olamaz. O bir makamdır. O makamın sahibi de Allah katında zaten bellidir.

    Bu durumda akılcıl olan şey Hz Mehdi (AS) aramaktır. Onu ararken faydalanacağımız şeyler ise Peygamberimiz (SAV) ın hadisleridir.Bu hadislerde Hz Mehdi (AS) ın özellikleri detaylı bir şekilde anlatılmıştır:

    1.Hz. Ali’nin (r.a.) rivayetine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
    Kıyametin kopması için zaman da sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (c.c.) benim Ehl-i Beytimden bir zatı (Mehdi’yi gönderecek.)
    Sünen-i Ebu Davud, 5/92… Mesela Hz Mehdi (AS) seyyid olacaktır.

    2.Siyah saçlıdır. Siyah sakallıdır.
    (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi’si “Fevaidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar”)….Saçı sakalı siyah olacaktır.

    3.Abdullah b. Harris şöyle der: Hz. Mehdi (A.S.) kırk yaşında iken kıyam edecek ve (görünüş bakımından) İSRAİLOĞULLARINA BENZEYECEKTİR. (Kitab-ul Havi li’l Feteva, c. 2, s. 135)

    4.Humrân bin A’yân der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam’a şöyle arzettim: … Mehdi’nin GÖZLERİ ÇEKİKTİR, …
    (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252)

    5.O, açık alınlı, küçük burunlu…
    (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, “Kıyamet Alametleri”

    6.Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır veya Cafer-i Sadık aleyhisselam (tereddüt raviden kaynaklanıyor). Şöyle buyurdu: “Ey Ebu Muhammed! Kaim’in iki alâmeti (veya alâmetleri) vardır. BAŞINDA BİR BEN ve bir iz vardır ve iki kürek kemiğinin arasında bir ben vardır.
    (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 253)

    7.Mehdi bizdendir, ALNI AÇIK… (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)

    8. Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır veya Cafer-i Sadık aleyhisselam (tereddüt raviden kaynaklanıyor). Şöyle buyurdu: “Ey Ebu Muhammed! Kaim’in iki alâmeti (veya alâmetleri) vardır. BAŞINDA bir ben ve BİR İZ VARDIR…
    (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 253)

    9.Dişleri parlak olacaktır.
    (Nuaym b. Hammad, vr. 52a; El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, sf. 41)

    Bunlar hadislerin yalnızca birkaçı. Oldukça fazla hadis var. Hem fiziksel hem de manevi olarak Hz Mehdi (AS) ın özellikleri tarif edilmiş.

    Manevi özellliklerinden bazıları ise şu şekilde:

    1.Hikmeti ve Anlayış Gücü

    O (Hz. Mehdi (a.s.)) kimsenin bilmediği gizli bir duruma kılavuzlandığı için kendisine “Mehdi” denilmiştir…” (Ahir zaman Mehdi’sinin alametleri, Ali Bin Hüsameddin el Muttaki, sf.77)

    2.Kimseye Tenezzül Etmemesi

    O (Hz. Mehdi (a.s.)), benim ümmetimden, tenezzül etmeyen (Allah’tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan) bir adamdır.
    (Suyuti, el-havi, 2/24)

    3.Gözlerden Uzak Olması

    Naim bin Hammad, Ebu Cafer’den şöyle rivayet etmiştir;

    … (Hz. Mehdi (a.s.)) Geceleri ibadetle meşgul olup, gündüzleri gizli olacak…
    (Ukayli “En-Necmu’s-sakıb fi Beyanı Enne’l Mehdi min Evladı Ali b. Ebi Talib Ale’t-Temam ve’l kamal”)

    4.Helalleri ve Haramları Bilmesi

    Hz. Hüseyin (r.a.)’ya soruldu: “Mehdi hangi alametlerle bilinir?” Şöyle cevap verdi: ‘Gönül rahatlığı ve vakar sahibi oluşu ile, helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır.’
    (Mer’iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi ‘Feraidu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar’)

    Bu özelliklere bakarak tanıyacağız Hz Mehdi (AS) ı. Tanıdığımız zaman ise yine de Allah-u Alem diyeceğiz

    Burada Adnan hoca hakkında yazmış olduklarınız hiç bir anlam ifade etmiyor. Sadece Adnan Hoca’nın Mehdilik iddiası olmamasından dolayı değil, aynı zamanda Mehdiliğin iddia etmekle elde edilemeyecek bir makan olmasından dolayı.

    Saygılar.

  5. Site Sahibi der ki:

    Arkadaşlar, Beril hanım hariç toplu şekilde bir mesaj yazacağım. Beril hanım, yorumlarınız yayınlanıyor, inşaAllah yayınlanacak, her yorumun sonuna bir satır yazmanıza gerek bulunmuyor 🙂

    Kendi nefsimden başka kimseye ilim öğretmek bana kesinlikle düşmez. Ama yorumların genelinden edindiğim bir hava için bişeyi çok netlikle ifade etmek istiyorum. Kuran-ı Kerim mealinden okunur ama icma (fikir birliği) tefsirlerden çıkartılır öyle her kafasına göre meal okuyan yapamaz. Siz duyduğunuz, gördüğünüz her ayeti cımbızla çekip böyle bahsetmeye devam ederseniz gerçekten bu iş içinden çıkılmaz hale gelir. Sizin, benim gibi avam kişiler yerine bu işin alimleri, müçtehidleri, takipçileri çıkmış. Bu kişiler hayatlarını vakf edip kitaplar yazmışlar. Ben bilgisayar mühendisiyim, siz avukatsınız, doktorsunuz, öğretmensiniz, tutup her okuduğunuz ayetle kafanıza göre amel ederseniz, olur mu bu işler. Doktorun işini hemşire yapsa, mühendisin işini teknisyen yapsa nereye gideriz bu şekilde? Hadislerinde aynı şekilde alimler var, rivayetlerine göre karşılaştırmalı olarak inceleyen, detaylı şekilde değerlendiren kişiler var.

    Cübbeli Ahmet hocayı, Fatih Altaylı’nın programında izledim. Adam ayalıklı Buhari ve Kuran meal / tefsir fihristi gibi dolaşıyor. Örneğin orada kaynağıyla birlikte zikrettiği hadis veya ayetlerden bir tanesinde (tam hatırlıyamıyorum);

    “Güneş batıdan doğduğu zaman bile uzunca bir süre bu hal devam edecektir.”

    Çocukluğumdan beri kıyamet kopmadan önceki gün güneşin batıdan doğucağını sanar, “oradan gözü açar, kıyamet zamanı geldiğini yırtarız” gibi çocukca bir mantıkla düşünüyordum. Suyutiyi kaynak gösterdiğiniz hadis, ne kadar kuvvetlidir? Diğer hadis kaynaklarından araştırdınız mı?

    Şahsım adına bi halt olduğumdan değil ama sanırım 9 yaşından beri dini ilimlerle ilgili gönüllü-gönülsüz ilgilendim. Ehl-i Sünnetin sahih bulduğu hadis kaynaklarını asırlarca hep Buhari, Ebu Davud, Ebu Müslim, Tırmızi v.b. olarak seçtiğini gayet açık-net biliyorum ama siz tutup Suyuti’den hadis okuyorsunuz. Hadis kaynaklarının nasıl tahlil edileceği, nasıl değerlendirilmesi gerektiğiyle ilgili bir sürü kaynak var.

    http://agirman.wordpress.com/2007/12/06/temel-hadis-kaynaklari-ve-muhteva-tahlilleri/

    Kıyamet saati çok yakındır ayetiyle ilgili, bunu Sahabe efendilerimiz devamlı birbirine hatırlatarak, korkuyla beklemişlerdir, hatta Peygamberimizin (s.a.v.) vefaatinden sonraki ilk yüz yılda kıyamaetin kopacağına kanaat getirip, fikir beyan edenler bile bulunuyor. İsterseniz bunu kaynaklarıyla araştırır, buraya yazarım, şu anda hafızamda bulunmuyor.

    Siz tutup, gördüğünüz her hadise kaynak, menşei, rivayet eden, olan olayın nasıl gerçekleştiği, tevili v.s. gibi şeyleri değerlendirmeden gözü kapalı inanırsanız işiniz gerçekten çok zor.

    Örneğin @dinckok; ben kimsenin imanına engel olmaya sebep olmuyorum. Yazım hemen sizin yorumlarınızın üstünde. Benim sorularıma açık ve beni yalancılıkla, birilerinin imanına engel olmakla itham edeceğinize herşeye netlikle cevap verebilirsiniz. Emre bey avukatlık meselesiyle cevap verdi, ben de saygı duyuyorum ama kendi manevi zaviyemden gördüğümü de söylemeye özgürüm.

    Şirketlerle ilgili, kurulan networkle, güçlü-itibarlı arkadaşlar vasıtasıyla yabancı medyadan röportaj ayarlanması meselesiyle ilgili iftira mı ediyorum? Çok yakın akrabamın söylediği sözlere binaen Arap Emirliklerinde, Dubai’de, Çin’de faaliyet gösterenleri yazmakla iftira mı ediyorum?

    “Mehdi gelecektir deyip ardından Adnan Oktar’ın simalara yansıtılması meselesinde” yalan mı söylüyorum? Bahsettiğiniz yabancı siteleri ben birkaç tane Amerikalı arkadaşa hususen tavsiye ettim ama bu onların hatalı olmayacağı (bilhassa Mehdi – Hz. İsa’nın gelişi ile ilgili siteler ingilizcelerinde ve diğer dillerinde çok hatalarla bezenmiş durumda) manasına gelmiyor.

    Adnan Oktar’ın radyo demecini dinledim ve orada kendisi alenen “ben Hz. Mehdi değilim, bunu ben söyleyemem, söylemem de doğru olmaz” diyor ve böyle birşeyin gelmediğini belirtiyor ama akabinde “100’e yakın hadis beni tutuyor” dedi. Kızacaksınız belki ama ben de haydaaa Atilla mayda oluyorum bu durumda.

    Fethullah Gülen’in Mehdilik ile ilgili vaazını da dinledim, sizler dinlediniz mi? Kendisi bana Mehdi’lik sıfatını fitne çıkartmak için adledenleri lanetliyorum, onun haricindekilerin de hüsn-ü zanlarından ötürüyse teşekkür ediyorum diyor ve nazikçe onları da reddediyor. Adnan Oktar her seferinde, kendisi için açık kapı bırakıyor. Ben buna işaret ediyorum.

    Ayet ve hadisleri inkar eden ehl-i sünnetten çıkar deyip, kendi listesini yaptığınız listeleri ifade ediyorsunuz peki Cübbeli Ahmet hocanın Hz. Mehdi’nin gelişinin alametleri için 40 yaşında gelecektir hadisine ne diyorsunuz? Hep sizin dediğiniz ayetler, hadisler doğru adamın Buhariden söylediği bütün hadisler yanlış mı oluyor?

    Sizinle ilgili kanaatimi tekrar belirtiyorum. Siz Hz. Mehdi gelecektir işi içinde değilsiniz, siz Hz. Mehdi gelmiştir o da Adnan Oktar’dır demenin peşinde ilerliyorsunuz. Ben ilk yaptığınızda olsanız, can-ı gönülden destekler, ellerinizi teker teker öperim.

    Benim itham ettiğimi iddia arkadaşlara çok açık sormak istiyorum:

    “Vallahi ve billahi ve tallahi” ben Adnan Oktar’ın Hz. Mehdi olduğuna değil, Hz. Mehdi’nin bu yüzyılda gelecektir sözüne inanıyorum diye kaçınız yemin edebilir? Ben bu yemini ayniyle sadece Hz. Mehdi’nin bu yüzyılda geleceği kısmı hariç gönül rahatlığıyla tekrarlayabilirim. Hz. Mehdi’nin bu yüzyılda geleceği faslı gayptır, ne bahsettiğiniz sahihliği şüpheli hadisler ne de birilerinin ön görüleri bunun böyle olduğuna dalalet etmez.

    @aslan: Evet, bu kadar karşı çıkılacak çok şey var. Çünkü fikirler, zihinler bulandırılıyor. Bu konuda dün yorum yazdıktan sonra youtube vidyolarını araştırdım. Kıyamet alametleri ve diğer belgesel vidyoların altı direk Adnan Oktar, mehdi hadisleri, sıfatlar, benzetmeler burada yazılan kaynağı belirsiz ama belli bir amaca göre toparlanmış hadis ve ayetlerle doldurulmuş durumda. Kendisi Allah rızası için hizmet peşindedir, Allah ecrini kabul eder inşallah ama Mehdilik, kıyamet alametleri ile ilgili her önüne gelen ayet ve hadisi hiçbir filtereden geçirmeden sanki salt gerçekmiş gibi duyurursanız, işte burası çok tehlikeli bir dehlize çıkartır.

    @Sinem Tekinalp: Ben Adnan Oktar alenen ben mehdiyim diye söylüyor diyerek iftira etmedim. Kendisine 100 tane hadisin isabet ettiğini söylediğini ifade ettim. Dünya çapında filan mevzularına da “geç bunları” diyorum sadece hepsi o kadar. Benim için dünyevi menfaatler elde etme meselesine de yazık diyorum. Benim burada yazmak ve yazmamakla ne menfaatim olacaksa…

    Beni Adnan Oktar’a iftira etmekle suçlayan arkadaşlara, 2007 tarihinde kaleme aldığım ve tamamen hüsn-ü zan’a dayalı yazdığım yazıyı tekrar yayına aldım, oraya bakmalarını tavsiye ediyorum. O yazımda belirttiğim Adnan Oktar’ın ateizm, siyonistler ve iman esaslarına vesile olan bilimsel gerçekleri yansıtması konusunda büyük hizmeti olduğuna halen inanıyorum ama burada belirttiklerimle ilgili de düşüncelerimin arkasındayım.

    http://www.amerikadabirgun.com/adnan-oktar/

    Bu yazıda kimsenin hakkının yeme peşinde olmadığım için, hem yazının ana sayfada bütün olarak okunmasına mani oldum, hem de sizlerin sesinin başka okuyucular tarafından bütün olarak değerlendirilmesi için yazının üstüne bir satır ekledim.

    Mehmet Büyüközer

  6. dinckok der ki:

    Yorumlardan birinde müslümanlar birbirlerine köstek değil destek olmalılar yazılmış. Tüm kalbimle katılıyorum. Ki zaten bu Allah’ın Kuran’da Enfal Suresi 73. ve 74. ayette bildirilmiştir: İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler ile (hicret edenleri) barındıranlar ve yardım edenler, işte gerçek mü’min olanlar bunlardır. Onlar için bir bağışlanma ve üstün bir rızık vardır.
    Adnan Oktar’ın üstün ahlakını, dini tebliğ etme ve dinsizlikle fikri mücadele etmedeki çabasını görenler elbette onun Mehdi olduğunu düşünebilirler hatta Mehdi olmasını isteyebilirler, bunda garipsenecek, ayıplanacak, yanlıştır denilecek birşey yok. Siz de “değildir” derseniz, ona da saygı duyulur. Bakın Allah en güzel dini seçip beğenmiş ve Kuran’da dinde zorlama ve baskı olmadığını ifade etmiş. Herkes istediğine inanır, saygı duyulur. Ama biri çıkıp peygamberimizin çok açık sahih hadisleri varken, ve Mehdi’nin bu yüzyılda Hicri 1400 de yani 1980 lerde gelmiş olduğunu haber vermişken, “hayır gelmeyecek” derse elbette insanlar hamiyeti islamiyelerinden buna heyecanla cevap verir. Bundandır ki, Cübbeli Hoca haberlerine çok fazla yorum yazılıyor. Bunun için illa Adnan Hoca’nın arkadaşı olmaya da gerek yok, her samimi müslüman elbette heyecanla, şevkle cevap yazmak, peygamberimizin hadislerini duyurarak doğruları yansıtmak ister. Eğer biri çıkıp “kıyamete daha çok var” derse, elbette tüm Müslümanlar heyecanla Şura Suresi’ndeki “Ki Allah, hak olmak üzere Kitabı ve mizanı indirdi. Ne bilirsin; belki kıyamet-saati pek yakındır.” şeklinde bildirilen ayeti hatırlatır. Peygamberimizin (sav) “Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek.” (Suyuti. 2/248) hadisini hatırlatır. Ve “Mehdi gelmeyecek” diyorsa, Hz.Ali ‘den rivayet olunan: “Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış ta olsa, Allah (cc) benim Ehl-i beytimden bir zatı gönderecek. (Ebu Davud, Sünen-i Ebu Davud, 5/92)” hadisini hatırlatır.
    Bakın, herkes iftira atabilir, zanda bulunabilir ama bu Adnan Oktar’ın samimiyetini, çabasını perdelemez. Adnan Oktar’ın tüm röportajları, televizyon programları, kitapları ortada. Tek bir kere mehdilik iddiasında bulunmamış birine siz mehdi iddiası var derseniz bu iftira olur, yalan olur. Ve elbette Adnan Oktar’ı takip eden ve seven tüm insanlar vicdanlarından hareketle, heyecanla bu hatayı düzeltmek için çaba gösterebilir. Bu çok normal.
    Adnan Oktar’ın eserleri bugün sadece Türkiye’de değil dünyada insanların iman etmesine vesile oluyor. Ancak olumsuz, asılsız düşünceleri ve zanları yaymak suretiyle farkında olmadan Kuran’a yönelecek bir insanın imanına engel olabilirsiniz.
    Adnan Oktar Kuran’a ve peygamberimizin (sav) hadislerine tam mutabık konuşuyor.
    Kuran’a veya peygamberimizin (sav) hadislerine muhalif olan bir kişinin yaptıkları, söyledikleri hamiyeti islamiyenizi kabartmalı. Şüphesiz Adnan Oktar’ın ki değil.
    İnsanların iman etmelerine engel olabilecek, dinden soğumalarına veya dini yanlış tanımalarını sebep olabilecek kişi ve eylemler hamiyeti islamiyenizi kabartmalı.
    Samimi iseniz ve iyi, doğru, hak işler yapmak istiyorsanız bunu düşünün lütfen.

  7. beril aksoy der ki:

    Sayın site sahibi ,

    Ben yazımda doğru gördüklerimi belirttim ve Cübbeli hocayla da
    sayın Adnan Oktar’ı herhangi bir kıyas içerisinde dahi tutmadım. Yazdıklarınızı cevaplayacağım ama şunu önceden belirtmek istiyorum.

    Sizin cevap olarak yazdıklarınız ve bu siteye ekledikleriniz yalnızca
    Allah’ın izniyle size yazdırıldı, size bu yazdıklarınızın tümünü
    yazdıran Allah ve maksadınız yönünde de sizi yönlendiren yine Allah.
    Allah sevdiği kularını denemek için zorlu imtihanlar verir, kaderde
    belli olan kişiler de , Allah’ın kaderde belirlediği anda, yapmaları
    gereken görevi yerine getirirler. Adnan Oktar’ın da şeytanın fırkasına
    yönelik faaliyetinin çapı çok geniş ve güçlü olduğu için, Allah onu
    zorlu imtihanlardan geçirmiş, tıpkı peygamberlerimizin ve diğer veli
    kulların başlarına gelen zorlu imtihanlar gibi.

    Değerli hocamız Şeyh Nazım Kıbrısi Hazretleri 1987 yılında ( en son
    Cübbeli’nin onun eline öpmeye gittiğini görmüştüm you tubeda.)
    Adnan Oktar ile bir sohbet gerçekleştirmiş, o sohbetten alıntı
    vereceğim.

    Şeyh Nazım: Hem o rütbeyi hem salahiyeti versin diye ben dua
    ediyorum, Adnan bey kardeşimize de Cenab-ı Allah, namaz için Yusuf
    peygamberin tecellisini ona giydirmek üzere ona halvet emreylemiş ve
    onu ihmal ettiği kimi kafidir, şık giyerekten ona icazet vermiş, ümit
    ederiz ki ileriye doğru Adnan bey’in yapacağı mükemmel hizmetler
    vardır. Velayet sırrı ile, zahiri de başka da, Velayet sırrı ile yapacağı
    ve yapmakta olduğu hizmet de vardır. Tebrik ederiz. Kendisi
    sabırlılardan yazılmıştır. Sabırlıların bir ötesi, efendim, razılardan da
    yazılmış razılık da verildi ona, kendisine, efendim, ben kendime göre
    bir düşünüyorum, bakıyorum benim tahammül edebileceğim gibi
    değildi o, o maşaAllah gençti zamanında, o hizmeti tekmil etmiş,
    arada askerlik hizmeti gibi, velayet erbabına böyle iftiralar geliyor,
    size zarar vermemiştir o. (Devamında….)o surette siz Kur’an-ı Kerim
    hakkında yeni bir görüş, yeni bir anlayışla bilhassa o gençlere çok bir
    hizmet yapacaksınız. Velayet sırrı olduğu için size ben bunu
    söylemeye memurum bugünkü günde, efenim, sizin vilayetiniz vardı,
    yani evliyaullah’tan olduğunuz için, lakin şimdi o böyle tomurcuk gül
    olur, daha ne rengi belli, ne şekli belli, ne kokusu bellidir, o açıldığı
    vakıtında belli olur. Şimdi Adnan Bey’in halide o kapalıdır.
    Kıbrısi hazretleri de diyor ki;
    -” velayet erbabına böyle iftiralar geliyor” ve diyor ki :
    “-Kur’an-ı Kerim hakkında yeni bir görüş, yeni bir anlayışla bilhassa o

    gençlere çok bir hizmet yapacaksınız”
    -“Velayet sırrı olduğu için size ben bunu söylemeye memurum ”
    Bunları Kıbrısi hazretleri diyorsa boşuna demez hocamızın vardır bir
    bildiği. Söylemeye memurum diyor çok açık.
    İftira, zulüm, karalamalarla Allah Adnan Oktar’a olan yoğun sevgiyi
    kalplere verdi. Onun samimiyetini, Allah’a olan sevgisini Allah diledi
    ve işledi kalplere.Adnan Oktar’ ın Sitelerini ziyaret edenlerin sayısını da diyelim geçelim, Adnan Oktar kendisi zaten gerekli bilgileri veriyor.

    Adnan Oktar’ın verdiği bilgi; Unity fm röportajından: Bu sene altmış
    milyon kitap indirildi Elhamdülillah.
    Çay tv reportajından: “Örneğin sırf geçen yıl sekiz milyon kitap Türkiye’de, iki milyon kitap da yurt dışında satıldı.”

    Bunlar tabiiki inanılmaz rakamlar daha üzerine konuşmaya dahi
    gerek yok, Sayın Adnan Oktar’ın eserlerinin etkisi ortada.
    Ayrıca yazdığınız sitelerin Adnan Oktar ile herhangi bir ilgisi
    olmadığı açık,sitelerin isimlerinden dahi belli.

    Siz nasıl görüyorsunuz bilemiyorum ama ben şu sitelere baktım;
    Cübbeli Ahmet hocaya saldırmak için açtıkları sitelerin listesi:
    Cübbeli Ahmet Hoca.tvyeCevap.com Cübbeli Ahmet
    Hoca.tvyeCevap.org Cübbeli Ahmet Hoca.tvye Cevap.netCübbeli
    Ahmete Cevap.com Cübbeli Hocaya Cevap.com Cübbeli Ahmet
    Hoca.orgCübbeliye Cevap.com Cübbelinin Bilmedikleri.comCübbeli
    Ahmet Hocaya Cevap.orgCübbeli Ahmet Hocaya Cevap.netCübbeli
    Ahmet Hocaya Cevap.comCübbeli Ahmet Hocanin Yanlislarina
    Reddiye.com

    Bu sitelerde saldırı mahiyetinde bir konu göremedim, ilmi
    cevaplar mevcut. Örneğin Cübbeli hoca demişki bu yy. da Mehdi
    gelmez, siteye girenler de belirtmiş kimi; Suyuti de Tırmızi Rabbanide
    belirtmişlerdir açıktır, ümmetin ömrü 1500 yıldır, dünyanın 7000
    yıllık ömründen geriye artık zaman kalmamış, Mehdi’nin geldiği açık
    kıyametin yaklaştığı açık neden Cübbeli bunları görmezden geliyor
    diyorlar. Bence de doğru diyorlar, Mehdinin bu yy da geleceği çok
    belli, Cübbeli hocanın bunun üzerine yemin vermesi yani gelmez
    demesi söz konusu.
    Adnan Oktar’ın tüm röportajlarını kaçırmadan izlemişimdir. Siz bir
    konuda daha yanılıyorsunuz.Adnan Oktar hiç bir zaman Cübbeli’nin
    ismini kullanarak bir izahta bulunmadı. Bu dediğiniz doğru değil.
    Ergenekon’un adamı kimse, ahmak olan kimse o üstüne alınmalı.
    Adnan Oktar’ın emniyette verdiği ifadeler baskı yoluyla verilmiş
    ifadeler bunu artık defalarca izlenmenize gerek yok, kendisine yapılan
    ve arkadaşlarına yapılan işkence ortada, arkadaşlarının aldıkları
    raporlar var. Arkadaşlarına artık daha fazla zarar verilmemesi ve bir an önce oradan çıkmak için ne isteniyorsa söylemesi çok normal. Yalnız kendi hayatı değil mümin tertemiz bayanlarda işkence altındaymış tabiiki oradan çıkmak için her istediklerini yapmış olması çok normal. Demişsizni ki; “Adnan Oktar’ın Hz. Mehdi olduğu misyonu odaklı devam ettirdikleri müddetçe ben kabul etmiyeceğim”

    Adnan Oktar Mehdi a.s ile İslam alemini müjdeliyor, kesinlikle Mehdilik
    iddiası olmadığını dile getiriyor, arkadaşları da yalnızca Mehdi’yi
    ümmete onun gibi müjdeliyorlar. Ben sizin gibi düşünemeyeceğim.
    Vicdanımla düşünüyorum, Allah bana doğruyu ilham ediyor. Onca
    insanda benim gibi Adnan Oktar’ı çok seviyor. Onlar dost insanlar ve
    büyük hizmetleri var, çok güzel değerli insanlar. Peygamberimizin s.a.v
    Mehdi müjdesini tüm müslümanlar iletebilir. hz.mehdininözellikleri.com sitesini tavsiye ederim.

    -Bu yorumumu da yayınlayacağınızı düşünüyorum.

    Beril Aksoy

  8. Gökalp Yüksel der ki:

    Adnan OKTAR’ın ve arkadaşlarının yaptıklarını neden “Adnan Oktar’ın Hz. Mehdi olduğu misyonu odaklı” olarak görüyorsunuz? Bunun somut delilleri nelerdir size göre? Yazınızda bilmem kimden öyle duydum diye belirtmişsiniz ama bunun ne geçerliliği olabilir ki? Biz nereden bilelim ya öyle biri yoksa, ya da ya öyle biri varsa da size yanlış bilgi aktarmışsa..Siz bu kişiye nasıl güveniyorsunuz böyle bir kişi varsa?

    Bu sorular uzar gider. Siz cevap verir ya da vermezsiniz.

    Aslolan ise icraattır. İcraat yoksa geriye kalan boş laftır. Ben bakıyorum bahsettiğiniz kişi ya da kişilere ortada acayip bir çaba, bir emek, bir çalışma var. O kadar kitap, makale, web sitesi, ücretsiz dağıtılan kitaplar verilen konferanslar sırf evrim teorisinin geçersizliğini insanlara anlatmak için yapılan ziyaretler ve bunlara caba Adnan hocanın hapishane ve akıl hastanesinde haksız yere tutulması yahudilik ve masonluk kitabı nedeniyle. Yahu bir insan neden bu kadar olaya göğüs gersin? Ne zoru olabilir mantıklı düşünün. Parası var kitaplarından kaynaklanan şöhreti de var. E kimse de başkasının demesiyle (isterse 10 milyar insan inansın) kimseyi Mehdi ilan edemez (onun kim olacağı kaderde bellidir zaten kimse isteyerek olamaz). E bu durumda bir insan neden bunca iftiraya maruz kalmasına, yanlış tanınmasına rağmen yine de bildiği yolda ilerlesin? Neden boy boy ilanlar çıksın Fİlistin ve DOğu Türkistan’daki kardeşlerimiz için? Yahu neden evinde ayaklarını uzatıp rahat rahat yaşamasın??? Neden tatile çıkmasın? Neden mahkemelerde uğraşsın? Neden suikast tehlikesine rağmen mücadelesinde ısrarcı olsun?

    Akıl var mantık var. Akıl gözüyle bakan biri zaten bunları görür. Allah rızası için yapıldığı çok açık.

  9. Sinem Tekinalp der ki:

    Adnan OKTAR’ın Mehdi olduğunu iddia ettiğini ve görüştüğünüz kişinin de buna inandığını bizzat söylediğini belirtmişsiniz. Adnan OKTAR’ın Habertürk’te çıktığı televizyon programında “Ben Mehdi değilim olur mu öyle şey asla öyle bir iddiam olmadı.” dediğini kulaklarımla işittim, benim gibi Türkiye’deki 70 milyon insanda işitti.

    Bu açıklamalara rağmen aynı iddia da ısrarcı olabilmek için elinizde kanıtınız olması lazım. Adnan Bey’in hem Habertürk kanalında yayınlanan program hemde harunyahya.tv de yayınlanan yerel ve yabancı kanallarla gerçekleştirdiği röportajlarındaki açıklamaları birer kanıt oluşturuyorken, sizin elinizde ne var? Koca bir hiç. Öyle duydum, böyle işittim, bana böyle demişlerdi, ama öyle söylemişlerdi, aslında öyle diyor ama ben biliyorum ki değil..gibi kuru gürültü kategorisinde baş köşe kapmaca oynayabilecek ifadeler.

    Cübbeli ile Adnan OKTAR arasında bir karşılaştırma yapıyor olmanızda tarafsız objektif olarak bakmadığınızın bir delili.

    Kıssadan hisse, Adnan OKTAR tüm dünyanın tanıdığı, sevdiği, Müslümanların çektikleri acılara duyarlı, samimi, dindar bir Müslüman. Bir Müslüman’a iftira etmek, zan altında tutmaksa haram. Bunu bilipte dünyevi bir takım menfaatler adına uygulamayan ise Allah katında nankör.

    Saygılar
    Sinem Tekinalp

  10. aslan der ki:

    cok onyargili bir yazi yazmissiniz. sanki icinizde bir sey kalmis ve farkli sekillerde disari atiyorsunuz gibi birsey hissettim ben. ben adnan oktarin arkadaslarinin verdigi birkac konferansa katilma imkani buldum. hepsi ile konferans sonrasinda sohbet ettim. tertemiz Allah sevgisi ve korkusu cok guclu olan gencler. onlara bu sekilde saldrimak pek uygun degil. muslumanlarin birbirine destek olmasi gerekirken, d.turkistan da muslumanlara yapilanlar hafizamizin bir kenarinda iken muslumanlara saldirmak ne kadar akilci sorarim. cubbeli hocaya da bir tanidik vasitasi ile ilettim bu soruyu. adnan hoca kendisini Allah a adamis ve bunu en azidnan insanlara ispatlamis bir dava adamidir. hadislerle konusuyor. ne var yani bu kadar karsi cikilicak? hz. mehdiyim demiyor ki hz. mehdi gelicek diyor. neden bu kadar rahatsizlik?adnan hoca mehdi ise veya degilse ne olucak ki, muslumanlar yine Allah rizasi icin caba harcayacaklar.

  11. mehmet tarık der ki:

    Peygamberimizin hadislerine göre, İmam Rabbaniye, Cübbelinin elini öptüğü Kıbrısi hazretlerine, Suyutiye, Said Nursiye ve Berzenciye göre Mehdi çıkmıştır. Verdikleri tarihlerle alametler tam tutmaktadır. İnkar eden Ehli sünnet inancından çıkar.

  12. Site Sahibi der ki:

    Şunu da samimiyetle belirtmeliyim. Peygamberimiz’in (s.a.v.) ahir zamanda çıkacak fitnelerle ilgili hadislerini bu yazıyı yazdıktan hemen sonra tevafuken denk geldim. Benim şahsi hiçbir gayretim olmadan, resmen bir iki klik ile bir baktım o hadis karşımda ve fitne mevzusunu okuyorum. Nedense bu tevafuk, beni bu mevzuya burnumu sokmamamla ilgili uyarıyor gibiydi.

    Onun için bu yazıyı yazarken ne kadar bildiklerimin duyulması yönünde isteğim olsa da, muhafaza etme konusunda manen rahat değilim. Bence hiçbirimiz Hz. Mehdi ve ahir zaman konularında konuşurken emin olmamalıyız aksine yalan söylüyormuşcasına rahatsız ve tedirgin olmalıyız. Her an bir fitneye, bir kamplaşmaya, bir ayrılığa sebebiyet veririz diye diken üstünde durmalıyız.

    Bahsini ettiğim hadisi alta ekledim. Aldığım kaynakta açık kaynak belirtilmiyor ama internetten araştırdığım kadarıyla kütüb-i sittede geçiyor.
    (http://www.tekplatform.com/islam-ve-din-bolumu/6042-fitne-hakkinda-kutubu-sitte-hadisleri-1-a.html)

    Bana Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyin El-Cahderî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hammad b. Yezîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Osman, Eş-Şahhânı rivayet etti, (Dedi ki) : Ben ve Furkad Es-Sebahî, Müslim b. Ebî Bekra’ye gittik. Kendisi evinde idi. Yanına girdik ve :

    — Babanı fitneler hakkında bir hadîs rivayet ederken işittin mi? diye sorduk. Şu cevâbı verdi:

    — Evet! Ebû Bekre’yi hadîs rivayet ederken dinledim. (Dedi ki) : Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) göyle buyurdular:

    «Mesele şu ki, bir takım fitneler olacaktır. Dikkat edin! Sonra bir fitne çıkacak. O fitnede oturan yürüyenden daha hayırlı, yürüyen fitneye koşandan daha hayırlıdır. Dikkat edin ki, fitne indiği veya olduğu vakit kimin develeri varsa hemen develerinin başına gitsin. Kimin koyunu varsa koyunlarının başına gitsin. Ve kimin yeri varsa yerinin başına gitsin!» Bunun Üzerine bir adam:

    — Yâ Resûlallah! Devesi, koyunu ve yeri olmayan hakkında ne buyurursun? dedi.

    «Kılıcını alır, onun keskin tarafına taşa vurur. Sonra kurtulmaya gücü yeterse kurtulsunl

    Allahım! Tebliğ ettim mi? Allahım! Tebliğ ettim mi? Allahım! Tebliğ ettim mi?» dedi.

  13. Site Sahibi der ki:

    @Beril: Beril hanım, internette ilgi görmek ve yazıların okunması kesinlikle göreceli bir kavramdır. İnternet sitesi tabanlı iş yapan bir firmada çalışıyorum. Çalıştığım firmanın websitesinin günlük ziyaretçisi 110 binin üstünde ama onlar bile bunun başarı oranını, kime neyin ulaştığını tespit etmek de çok zorlanıyorlar. Bu işi de 11 yıldır yapıyorlar. Siz bana Adnan Oktar’ın sitelerini ayda milyonlarca ziyaret ediyo derseniz, ben de size “bounce rate” nedir, insanlar gerçekten ne kadar okuyor bunu sorarım. Ziyaretçi meselesinden girersek Cübbeli Ahmet hocanın websitesi 1 gün gibi bir sürede 1.5 milyon ziyaretçi almış, bunu nasıl değerlendirmeliyiz? 🙂 Diyeceğim şu ki, öyle bir kıstas ve çıkarım yanlış olmayabilir ama yanıltıcı olur.

    Cübbeli Hocaya saldırı ile ilgili ben şimdi girdim ve arşivlerimden Oktar Babuna ile ilgili ve bu yazıda belirttiğim saldırılarla ilgili siteleri araştırdım. Çoğunu domaini düşmüş veya kapattırmışlar ama size burada yapılan nefs-i müdafanın, yapılış tarzının adapsızlığının ve vakardan uzak oluşunu göstermeye çalışacağım.

    Oktar Babuna’ya birşeyler ithaf edildiği zaman reaksiyonları şu şekilde olmuştu.

    Benim bulabildiğim kadarıyla bu siteleri açmışlardı:

    antisaxo.com
    antitanker.com
    babuna.net

    listenin devamı vardı ama bulamıyorum. Bütün sitelerde aynı içerikler yayınlanıyordu ve aynı Cübbeli Ahmet hocaya yapıldığı gibi birileri tarafından sitelere devamlı yorumlar bırakılıyordu. Şimdi o sitelerde yazılanlardan bir kaçını veriyorum:
    İnternette 2007 arşivinden (http://web.archive.org/web/20070718152226/http://www.babuna.net/index.html)

    Sayfanın hemen giriş kısmında bir yorum kısmı:
    Bu siteye yorum yazmak için tıklayın
    Bu siteye yazılan yorumları buradan okuyabilirsiniz.

    İçerik:

    Lezbi Rezzan’ın maceraları

    Lezbi Rezzan yaşı geçmiş, evde kalmış, lezbiyen bir kadın. Yanında da Alan diye bir kadın var. Onunla karı koca hayatı yaşıyor. Rezzan erkek rolünde, Alan kadın rolünde. İki lezbiyen kendi aralarında Hollanda’da evlenmeyi düşündüklerini konuşuyorlar. Lezbi Rezzan, bir gazetenin patronundan yüksek miktarda para alan bir kişi. BAV mensuplarına karşı Avrupa’da başlatılan Haçlı seferlerinin Türkiye’deki uygulayıcısı. Birçok aileyi para ile kandırıp BAV’a karşı kışkırtan bir odak. Çok para da vermiyorlar. Fakir aileleri 15-20 milyarla kandırıp her türlü hakaret ve iftirayı ve uygunsuz tavrı bunlara yaptırıyorlar. Saxo gibi, Kız Kerem gibi kendileri gibi olan sapıkları da bulmuşlar. Bir eşcinsel klubü gibi. Hem lezbiyen, hem homoseksüellerden oluşan Avrupa’daki her türlü ahlaksızlığı savunan eşcinsel kulüpleri gibi. BAV bu sistemleri eleştirdiği için, BAV’a karşı kin duyan bir yapılanma. Lezbi Rezzan’ın pek işi gücü yok. Sadece böyle fitne ile insanları kandırarak olumsuz yönde değerlendirerek fitne ve şer odağı olarak faaliyet gösteriyor. Bir dış istihbarat örgütünden de para aldığı söyleniyor.

    Hayatıma bir çok kadın girdi ama Alan en iyisi diyor yanındaki zavallı için.

    Bunlar Adnan Oktar’ı bağlar mı? Bence bağlar. Neden mi? Çünkü yapılış tarzı birebir aynı,

    1-tasarım aynı,
    2-tavırlar (bastırma),
    3-herşeyin kanıtları elimde şeklinde bir üslup,
    4-internetten yapılan aramaları kapatabilmek için domain adından onlarca alınması

    Bunların hepsi bir taktik ve bu taktikler hem Adnan Oktar’ı savunmak için hem de Oktar Babuna’yı savunmak için birebir izlendi. Ha, Cübbeli Hocaya yapılan kısmı çok daha sade/hakartesiz orası farklı tabi.

    Ben karakol vidyosunu tekrar tekrar izledim / dinledim. En son durumda youtube’dan ve google video’dan devamlı kaldırtılıyor. Ben o görüntülerdeki konuşmasıyla verdiği demeçler arasında 1 GRAM, söz/konuşma/lisan farkı göremedim.

    Saded olarak ben size şunu söyliyeyim. Ben şahsen Hz. Mehdi olduğunu iddia eden bir kişiden,

    1- Çok daha samimiyet ve vakar beklerdim. Fethullah Gülen’e de devamlı saldırılar yapılıyor diğer hocaefendilere de. Adnan Oktar’ın “ben onları Allah’a havale ediyorum ve işime bakıyorum” demesini beklerdim. Onun yerine “Cübbeli Ahmet hoca, ergenekonun adamı ahmak bir adam” demesini sizin vicdanınıza bırakıyorum.

    2- Hz. Mehdi olarak lanse edilen Adnan Oktar’ın karakol / polis / mahkeme / savaş çıksa ne fikrini, ne usulünü değiştirmemesi gerektiğini düşünüyorum.

    -Ömer Muhtar filmini izlediyseniz, İtalyan zindanlarında, Allah birdir diyerek namazını kılıyor ve hiçbir işkenceye boyun eğmiyor.
    -Bediüzzaman Said-i Nursi Rus zindanlarına atılıyor, orada komutanların önünde namaz kılıyor. Türkiye’de zindanlara atılıyor, farklı şehirlerde defaatle zehirleniyor, yine inandığından vazgeçmiyor.

    Bu kişiler Allah dostu kişiler, Hz. Mehdi makamından bahis bile edilmiyor ama böyle bir mücadele ortaya koyuyorlar. Şahsen ben büyük farklılık görüyorum.

    Sonuç: Adnan Oktar’ın ve arkadaşlarının hizmetleri vardır, uğraşıyorlar ama bunu Adnan Oktar’ın Hz. Mehdi olduğu misyonu odaklı devam ettirdikleri müddetçe ben kabul etmiyeceğim.

  14. Ali Emre der ki:

    Adnan Bey’in avukatlık bürosuna geldiğinizde sizinle ben de konuşmuştum. Randevusuz geldiğniiz oldukça yoğun bir ortamda sizin de belirttiğiniz gibi size yardımcı olmuştuk. Elimizden geleni yaptığımızı düşünüyorum. Bizim hiç bir arkadaşımız sigara içmez, dolu küllük vardı demişsiniz herhalde karıştırdınız. Adnan Bey hakkındaki aleyhte yazılar için bugüne kadar hep hukuki yola başvurduk ve kapama kararlarını verenler de mahkemeler. Bundan sonrada bu yolda devam edeceğiz. Karşı fikirde olduklarımıza saygılı uslupla cevap verdik, hiç bir zaman hukuk dışına çıkmadık. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz derler, Müslümanlar birbirleriyle değil ateizm ile dinsizlikle mücedele etmeliler. Bu noktada Müslümanlara destek değil, köstek olmaya çalışanlar niyetlerini gözden geçirmelidirler. Manevi derinliği ise kitaplarda ve CD lerde aramak gerekir. İnançsızlığa karşı yapılan fikri mücadele, iman delillerini en etkili şekilde ortaya koyulması bu eserler yoluyla oluyor. Bu tarz doğru olmayan, vesveseye dayanan yazılarınızla, bu eserlerden istifade edecek kişilerin istifadelerini engelliyor olabilirsiniz. Bunun manevi sorumluluğunu hatırlatırım…

  15. Site Sahibi der ki:

    @Mehmet Diren: Her yiğidin bir yoğurt yiyişi var, Cübbeli Ahmet hoca da böyle bir fırtrata sahip. Diğer eleştirileriniz sizin düşüncenizdir, saygı duyuyorum. Onlar kendisini ilgilidir, beni şahsen bağlamıyor, kendisi birgün olur da buradan cevap yazarsa ne düşündüğünü öğrenmiş oluruz.

  16. Site Sahibi der ki:

    @aleyna: Öncelikle burası gerçekten çok açık bir forum. Bundan önce Adnan Oktar başlıklı yazdığım yazının altına bana ve kendisine yapılan küfürlere kadar yer verdim. Böyle fikir içerikli yazıları bekletmek bile istemem ama sistem bu şekilde.

    Mesajına cevabıma gelince. Hz. Mehdi geldiğini nedense Adnan Oktar’ın etrafındaki insanlar tasdik ediyorlar. Evet, günümüzde olan olaylar, küçük alametler olarak tarif edilenlere çok benziyor. Örneğin Adnan Oktar’a yakın arkadaşların hazırladığı vidyolarda belirtilen liste;

    -iran ırak savaşı : iki müslüman devletin çarpışması
    -kabede vahhabilerin olay çıkartması, kan akması
    -yecüc / mecüc meselesi (bir nevi çinlilerin durumu)
    -ekonomik krizler, afetler, kıtlıklar
    -sapıklıkların artması (sapıkların / eşcinsellerin türemesi, evlenebilmeleri)
    -büyük binaların yapılması
    -bir insanın sesini birçok cemaatlerin ve kitlelerin dünyanın farklı yerlerinden aynı anda duyabilmeleri

    daha uzundur, aklıma ilk gelenleri yazdım.

    Peki şunlar da sorularım. Bu cemaatin sayısı dünyada ne kadar? Adnan Oktar’ın mehdi olduğuna inanların sayısı yüzda kaçtır? 1 Milyarın üstündeki müslüman aleminin yüzda kaçına tekabül eder. Hz. Mehdi teşrif ettiği zaman, müslümanlardan büyük bir güruhun takip etmesi ön görülmüyor mu? Ben ilm-i olarak ayetlerin, hadislerin söylenmesine kesinlikle karşı değilim. Doğruların tekrar seslendirilmesi ve dile getirilmesidir ama siz bu tesbihi Adnan Oktar’ın eline sıkıştırıp ona çektirirseniz ve kendisinin Hz. Mehdi gibi algılanmasını sağlarsanız, ben işte buna tepki gösteririm.

    Ben Adnan Oktar’ın şahsıyla ilgili açıkcası net fikir beyan edemiyorum. Ama kendisiyle ilgili safiyane düşüncelere sahip olan, İstanbuldan Boğaziçili öğrencilerle ilk görüşmeye başladığı sıralardan ve “Yahudilik ve Masonluk” kitabının çıktığı sıralardan (bizim evimizde halen 80’lerde çıkan versiyonu da bulunur) tanıyan kişilerle konuştum. Kendisinin ilm-i kaynak olarak, dini lider olarak bir alim, otorite olma durumunun olmadığını belirttiler. Bir ağabey, bir dost, bir muhabbet insanı olarak ayet ve hadislerden bahsetmesi gayet güzel ama alnının ortasındaki çizgiden, sırtındaki benden ve diğer hadislerden bahsetmeye başlayınca, orada kayışlar kopuyorum benim için.

  17. Site Sahibi der ki:

    @Arslantürk: Hocam, ben Cübbeli Ahmet hocanın bu konuda çok haklı olduğuna ve gerekli/yeterli ilime sahip olduğuna can-ı gönülden inanıyorum. Sizler istediğiniz kadar iddia edebilirsiniz ama hep kaynak olarak kullandığınız bir kitap var, temcid pilavı gibi onu kaynak gösteriyorsunuz. Adını hatırlıyamıyorum, beklenen mehdiyle ilgili önceden yazılmış eserler. İranlı, Pakistanlı ve Araplarla hiç konuştunuz mu bilmiyorum. Sonuçta bu insanlar da ümmeti müslimin ve bu dinin müntesibleri. Bu kişilerin içlerinden de mehdi olarak çıktığını iddia edenler var. Sünniler bir kenara Şia’nın içinde bir kesim var. Örneğin Arap arkadaşlarla konuştuğumda, arap din alimlerinin mehdiyi İranda hatta şehir adı belirtiyorlar, Ahmedi Necatın doğum yeri olan, Esfahanda önce şii olarak doğacağı, onların şartlarına göre yetiştirileceği ve sonra sünni inancını kabul ettiği için, oradan arkasında bir düşman ordusuyla takılıp, Mekke’ye kadar onların onu takip edeceklerini v.s. yazıyorlar. Bu insanlar bunları oturup kalkıp uyduruyorlar mı? Hayır. Onların da ellerinde kaynaklar var, onlar da sizler gibi büyük bir hışımla davalarını savunuyorlar ve haklı olduklarını iddia ediyorlar.

    Eşcinsellik ve lut kavmi mevzusunda hem Cübbeli Ahmet hocanın hem de sizin perspektifinize katılıyorum. Af ve rahmet kapısı her zaman açık. Bunu hatırlattı ama bundan öteye gidip de hem sapıklık yapın, hem de namazınızı kılın dediğini duymadım. Sapıklıktan uzaklaşın (nehyi anil münker) ve namaz-ibadetinizi yerine getirin (emr-i bi’l maruf).

  18. Site Sahibi der ki:

    Sevgili arkadaşlar, yorumlarınız için teşekkür ederim. Ben bu yorumların yazıldığını görmemiştim onun için teker teker cevap vereceğim.

  19. beril der ki:

    Bence güzel bir gözle bakmak gerek. Yazıyı okudum fakat burada yer alan fikirlere katılmıyorum. Bende baktım sansürsüz programında gayet nurlu, terbiyeli, efendi, kültürlü Adnan Oktar’ın arkadaşları. Bunu farketmek güç değil. Ayrıca Adnan Oktar’ın eserleri eğer dünya çapında bu kadar büyük ilgi görüyorsa, sitesine her ay milyonlarca insan akın akın giriyorsa işte bu onun fikrindeki, samimiyetindeki güzellikten. İslamı anlatmada Allah’ın ona verdiği etki gücünden kaynaklanıyor. Yani diyelim Türkiye’yi geçtik peki dünyanın dört bir yanından insanlar kitaplarını satın alıyor, eserlerden etkilenip birçok insan İslama giriyor. Biraz güzel gözle bakalım. Cübbeliye karşı açılan diye verdiğiniz sitelere baktım. Ben orada bir saldırı göremedim, cübbeli hocanın iddia ettiği mehdi gelmez bu yy da konusuna değiniliyor, delilleriyle bunlar ortaya çıkarılıyor. Önümüzde çok güzel bir zaman bizi bekliyor. Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Filistin’de, Irak’da ve daha bir çok yerde müslüman kardeşlerimiz zulüm ve baskı görüyor. Allah müslümanların birbirine kurşunla kaynamış binalar gibi birlik içinde hareket etmesini istiyor. Adnan Oktar yıllardır durmaksızın Türk İslam Birliği için çaba gösteriyor, böyle bir insana yaşadığı baskı ve zulüm de ortadayken, ben nasıl burada yazılanlara ehemmiyet veriyim , vicdanımın sesini dinliyorum. Üstelik kendi de haber türk deki programda ifade etti, yiyeceğine karakolda kokain verilmiş bir insan artık düşünün ona hazırlanan tuzağın boyutunu …Ve üstelik sapasağlamken ben kendimi düşünüyorum, 9 ay en ağar akıl hastalarıyla bir insanın en zorlu şartlara terk edilmesi , ayağından zincirlenmesi ne demektir ? Ben ve toplumda çoğunluk insanın vicdanında Adnan Oktar çok ciddi şekilde sevgi duyulan bir insan. Ama şunu unutmayalım. Kalplere sevgiyi yerleştiren Allah’tır. Ne kimse o sevgiye zorla sahip olabilir ne de kimse oyunla, tuzakla, karalamayla Allah’ın kalplere yerleştirdiği sevgiye zarar vermeye güç yetirebilir. Her şey Allah’In kontrolünde. Ahir zaman alametlerinin hepsi gerçekleşti, hadislerde de açık. Belli ki Mehdi’miz gelmiş. Bize düşen müslümanca beraberce birbirimizle dayanışma içerisinde olmak. ALLAH’IN EMRİ TAKDİR EDİLMİŞ BİR KADERDİR.

    Selamlar,
    Beril Aksoy

  20. mehmet diren der ki:

    Bence yazınız tamamen önyargıya ve taraflı bakış açınıza dayalı.Adnan Hocayı tanımam,ama dini bütün bir müslümanım .Ve bir Cübbeliye bakıyorum:Dini konularda -haşa- espriler yapan,saygısız bi, üslüp, başörtülülere zamanında dediğini bırakmayan Altaylıya sürekli yaranmaya çalışma,hadisleri yok sayma,ahir zamanla ilgili olanlardan bahsetmeme,bahsettiklerini kimsenin anlamayacağı bir hızda ve arapça söyleme,kuran ayetlerini -haşa- millete yaranacak şekilde yorumlama….Bir de Adnan Hocayı dinledim,dine Allah’a süper saygılı,hep Allah’ı öven, insanları barışa hoşgörüye çağıran bi üslup,bi de bu konuda yaptığı yüzlerce çalışma var.Cüppeli naapıyor?HAdi canım göz var nizam var.Size inat Adnancı olucam yani yazdıklarınıza pes diyorum!Aklı başında bi müslüman bunlara güler.

  21. aleyna der ki:

    Mehdi geldi çünkü peygamberimizin bildirdiği alametler gerçekleşti. aşağıda yorumcular tek tek saymış yani şimdi bu gerçekleşmiş hadsleri inkarmı etsin bu ümmet? PEYGAMBERİMİZ Kaba’de kan akıtılacak demiş ki bu oldu bri dahaki yüzyılda olması için Kabe’de bi daha mı kan akıtılacak? Ramazan ayında ay ve güneş tutulacak demiş 2 kere ki bu da oldu, bir daha mı olacak? Afganistan işgal edilecek, Irak’ta ordu kaybolacak demiş bunlar da oldu, bir daha mı olsun? Bak peygamberimiz bu hadisler için bir tesbih tanesi gibi arka arkaya olur diyor ki bunlar öyle oldu. Daha niye bu yüzyıl değil diye inat ediyor gelmeyecek diyor cübbeli işte ben bunu anlamıyorum, bu bilgileri ben de Adnan Oktar’ın kitaplarından okudum ve doğruluğuna da inanıyorum, Adnan Oktar hakkında yapılan olumsuz değerlendirmelere inanmıyorum, çünkü kendisinin YAHUDİLİK VE MASONLUK kitabından sonra akıl hastanesinde 9 ay kalmak zorunda bırakıldığını biliyorum. Kendisine yapılan iftira ve karalamaların sebebi Adnan Oktar’ın birilerinin tekerine çomak sokmasıdır o kadar. (Umarım bu yorumumu yayınlama cesareti gösterirsiniz)

  22. Arslantürk der ki:

    sende cübbeli ile aynı tayfadasın, niye kabul edemiyor cübbeli kıyametin tarihi ile ilgili hadis i haşa peygamberimizin hadislerine ve sünnetine karşımı geliyor.kıyamet alametleri gerçekleşti bunları herkes gördü cübbeli ve sen göremedin.cübbeli en son eşcinsellere olur yapabilirler diye ifadesi var kuranda Allah lut kavmini eşcinsel oldukları için helak ediyor cübbeli kim oluyorda fetva veriyor bu konuda.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

css.php