İçeriğe atla

Hesaplanmış Kaos – Calculated Chaos – Danışıklı Dövüş

Türkiye’yi kaybetme ve ipini elinden kaçırma korkusu olanların planladığı bir kaosun tam ortasına düşmüş durumdayız. Ergenekon, Balyoz ve KCK. Üçünün de ucu dünyayı kontrol etme hırsıyla yanıp tüten ve bütün varlık nedenlerini buna adamış siyonistlerin kontrolünde, Türkiye’nin içine yerleştirdiği ajan-terörist-hain odakları.

“Kontrolü ele geçirdiniz, söyleyin ağzınıza geleni” diyen arkadaşlarıma defaatle anlatmama rağmen anlamadılar, anlamıyorlar. Türkiye’de olan ve sanki devletin zirvesinde gerçekleşiyor gibi gözüken bu mücadele, neredeyse Yüzüklerin Efendisi filmindeki, iyilik savaşçılarıyla – kötülüğün kalesi arasındaki savaş kadar keskin bir savaş. Bu savaş, Türkiye’yi 1800’lerin sonundan itibaren beri eline geçirmiş, Kazım Karabekir’in insafına sığınan doğudaki gayr-i müslim gençlerin orduya teğmen olarak girmesinden, 60’lardan başlayan ihtilal kuşaklarına ve 90’lardeki faili meçhul cinayetlere kadar uzayıp giden bir savaştan bahsediyoruz. Hak ile batılın, bir milletin sadece dini ve milli değerleri değil, neredeyse özgürlüğünün ve varlığını Anadoluda sürdürebilmesiyle alakalı bir savaş.

Bunu göremeyenler ve bunların içeride ve dışarıda kimlerle ilişkili olduğunu anlamayanlar, olayın açık-seçik nerelere gittiğini bırakın anlamayı, tasavvur bile edemezler. ABD’deki siyonist lobilerinin birebir sinir ağlarıyla bağlı olduğu ve Türkiye içinde irtibatta olduğu odakları ben bir zatihi müşahede ettim. Türkiye içinden İsrail’e; Genel Kurmayın, bu ülkenin kalbinin geçtiği karargahında gizli odalarda “canlı istihbarat” gönderdiğini ve bu odalara savcılar-hakimler gönderilmek suretiyle, bu kişilerin devletin en mahrem yerlerinden çıkartıldığını ne çabuk unuttuk? ABD’nin Orta Doğu, İsrail, Balkanlar, Avrupa, Rusya ve bütün dünya genelindeki stratejilerini anlamaya kafa yormayan ve bu stratejilerin içinde ve dışında Siyonistlerin nerede durduğunu göremeyenler, kat-i surette ne Türkiye’nin ilerlemesini, ne de birgün Ortadoğuda baskın güç olabileceğini anlayamıyorlar.

Gelelim “hesaplanmış kaos” meselesine. Recep Tayyip Erdoğan bütün seçim kampanyası boyunca “MHP-CHP-BDP bunların hepsi aynı” diye diye dolandı ama kimse dinlemedi, buna ben de kısmen dahilim. Şimdi dönüp bakıyorumki, aslında hakikati söylemekten başka birşey yapmamış. Neden mi?

CHP – Ergenekon sanıklarından 2 tanesini aday yaptı
MHP – Balyoz sanıklarından 1 tanesini aday yaptı
BDP – KCK sanıklarından 1 tanesini aday yaptı

Dikkatiniz çekiyor mu? Her birisi, Türkiye Cumhuriyetinin tarihinde başına açılmış en büyük politik davalardan “1’er tane numunelik” aday seçmişler. Peki hedef nedir? Hedef, kanunlarla ve sistemlerle donatılmış koca bir devin beyninin içine bomba atmak. Nasıl? Bu davalarda göz altında bulunan 1’er kişiyi “kaçma tehlikesi yok” demek suretiyle çıkartabilirlerse, bu davalardan şu anda göz altında tutulan bütün sanıklar serbest kalacak. “Bu kişilerin de bir kaçma tehlikesi bulunmuyor ve eğer bir tanesi milletvekili olup çıkabiliyorsa kalanlarının günahı ne” denmek suretiyle kalanların hepsini de davalardan evlerine göndertcekler. Peki benim bu duruma “danışıklı dövüş, önceden hazırlanmış senaryo” dememin sebebi nedir? Bu konuştuğumuz numune alma, bütün bu davalardan tutukluların dışarı çıkartılması projesini, bizle “Türkiye yine seçime gidiyor, hadi şu gündem bi durulsun da kafamız rahatlasın” dediğimiz Şubat-Mart aylarında, bundan 3-4 ay evvel tasarladılar.

Şimdi birileri: “Efendim, zaten hukuka aykırı bir durum var, geç kalmış adalet adalet değildir.” Sistemin köküne ve devletin hukuki düzenine alenen tecavüz edilmeye çalışılmasa, yani sizin yaşamınıza kasteden bir yabani hayvanın varlığı ve buna karşılık sizin bu hayvanı elinden-kolundan tutup bir kenara hapsetmeniz gerekmese – Kesinlikle haklısınız. Ama belirttiğim gibi, bu kişilerin kurduğu kuruluşular ve aralarındaki bağlar neredeyse temeli 1600’lü yıllarda atılmış ve 400 yıldır gizli gizli ilerleyen grupların kontrolüyle hareket ediyor. Bu kadar derinden ve köklerden giden bir mikroba karşı siz nasıl mücadele edebilirsiniz?

Peki CHP – MHP ve BDP nasıl aynı? CHP ve MHP’nin içinde Anayasa ve Ceza Hukuku profesörleri var. BDP’de ve PKK’lılarda zaten avukattan bol bişey yok. Bunların hepsi bilinçli ve aralarında irtibatlı yapılmış bir koordinasyon ile, her birinin 1’er tane göstermesiyle bu mukavemeti kırmak, toplumda bir kaos çıkartmak ve seçimlerden daha yeni çıkmış bir ülkeyi tekrar bir bilinmezliğin içine sokmak için yapmışlardır. Bu savaşta CHP’nin önderliğini belirtmek için CHP 2 aday göstermiş, MHP 1 ve BDP 1 olmak üzere; bu hukuki mücadeleden en çok hasarı CHP alıyor gibi göstermek suretiyle, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin daha çok sesinin çıkması hedeflenmiştir.

CHP ve BDP’nin nabzını yakınen takip etmek istiyorsanız iki tane siteyi bir gözlemci gözüyle izlemenizi tavsiye ederim.
odatv.com -> CHP’yi ve CHP’nin içindeki odaklar
firatnews.eu -> BDP ve PKK TERÖRİST ÖRGÜTÜ içindeki odaklar

Yukarıda bahsini ettiğim konuların, ingilizce tabiri Calculated Chaos – Hesaplanmış Kaos (11 Eylül saldırılarında olduğu gibi) ve bizim öz türkçemizdeki karşılığı Danışıklı Dövüştür.

Hesaplanmış Kaos – Calculated Chaos – Danışıklı Dövüş” üzerine bir yorum

  1. piskubat der ki:

    AKP Başlı başına terördür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

css.php