İçeriğe atla

Skytürk Ergenekon Yayınları ve Nihat Genç

Malum Türkiye yine farklı gündemlerle karışmış durumda. Gözaltılar başlar başlamaz Skytürk’den haberleri takip etmeye başladım. Yayınları bütün gün itibariyle Cumhuriyet gazetesi yazarları, Bugün gazetesi yazarları ve AKP aleyhinde kimi bulabilirlerse çıkarttırıp konuşturdular. Bütün gün aynı haber döndürülüp döndürülüp oynatıldı ve İstanbul Emniyet Müdürlüğünde bulunan muhabirlerinden göz altında bulunan zanlılarla ilgili soru sorulduğu zaman olayı ta başından alarak, bildiğiniz gibi Ankarada alınan şöyle yapılan böyle yapılan diye aynı görüntüler, aynı sözler, aynı cümleler yüzlerce kez tekrar edildi. Aydınların görüşleri, toplumun düşünceleri diye çıkarttıkları adamların hepsi Cumhuriyet gazetesinden gece gündüz dine diyanete söven adamlar. Askeri bir müdahele yapılacaksa arkasından yuvarlana yuvarlana gidecek adamlara söz verip “Türkiyenin sonu geldi, bu yapılanlar kabul edilemez v.s.” dedirtiyorlar.

Öncelikle, bu yapılanlar kabul edilebilir, neden mi?

1- Türkiye bir hukuk devleti, gukuk devleti değildir. Şimdi feveran eden bu tipler Refah Partisi kapatılırken kenardan “oh oh canıma değsin” çektiler. O zaman hukuk vardı değil mi? Başörtüsü yasaklanırken, “oh oh böyle başınızı açtırırız sizi gidi ninjalar” diye dalga geçtiler. O zaman hukuk vardı değil mi? Şimdi değneğin ucu kendilerine dokununca ağlamaya başladılar. Şeriatın kestiği parmak acımaz deyip kolunu kopardıklarınızın yerine biraz da kendinizi koyun bakalım.

Bunu bir rövanş olarak değerlendirenlere söylenecek çok şey var ama şu çok açık. Sen %47 almış bir hükümeti sırf kendi menfaatlerinize ters düşüyor diye alıp atamazsın. Eğer bu hükümeti kazıyıp atma planların varsa senin de karınca yuvası gibi kazdığın delikler ortaya çıkartılır, yaptıkların birbir ortaya dökülür.

Üniversitelerde okuyanlar da çok iyi biliyor bundan önce 28 Şubat zamanlarını hatırlayanlarda çok iyi biliyor. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) laikçi diye adlandırılan 28 Şubatın devamı askerlerin arka bahçesine döndü. 28 Şubatta görevde bulunan askerler emekli olduktan sonra var güçleriyle 28 Şubatta başlattıkları darbe hareketlerini desteklemeye devam ediyorlar. Ergenekon, Cumhuriyet Gazetesi, emekli generallar ve iş adamları bu işin sadece bir parçası.

2- Türkiye ilk defa askeri darbe yapmayı hedefleyen bir grubu SİVİL mahkemeler ve SİVİL kurumlarla değerlendiriyor. Bunun çok büyük birşey olduğunu bildikleri halde sırf AKP’nin kapatılmasını herşeyden çok istedikleri için aradaki bağlantıya odaklanıp iki tarafı kavga ettirmeye çalışıyorlar.

3- AKP toplumu ikiye böldü, herkesi ayırdılar diye feveran ediyorlar. Toplumu ayıran tek zihniyet sizin özgürlüklere darbeci, bizden olmayan Arabistana gitsin zihniyetinizdir. Buradan defalarca yazdım bu ülke sizin mülkünüz değil, defedecek de siz değilsiniz.

Bir de dengesiz Nihat Genç olayı var. Dün akşam Skytürk’deki konuşmasını dinledim. Gazeteciler, yazarlar olarak itidali sağlamalıyız, toplumu yatıştırmalıyız diye başladığı konuşmasında yine gürledi çıldırdı. Artık nereye nasıl saldıracağını bilemeyen tavrıyla yorum yapmaktan çok televizyondan provakasyon yapıyor. Bundan önce duygulandığım konuşmalarını sitede zikretmiştim ve yayınlamıştım. Ama dünkü konuşmasında “bok kuyuları” gibi bir üslupla konuşması beni çok rahatsız etti. Ergenekon davasıyla Bosnayı, Çeçenistanı, Irakta olanları bağdaştıran bu vatandaşın artık yazarlığı ve yorumları ile ilgili gerçekten kontrolü kaybettiğini düşünüyorum. Mevlanadan çıkan AKP’nin Türkiyeyi sattığını söyleyen, anne sevgisinden kelebeklerden kaz dağlarından sosyalist – faşizm karşıtı, Amerikan düşmanı üslübuyla bağıra bağıra bok çukurları diyen bu adamın dilinin beyninden çok çalıştığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Skytürk’ün yayınlarının AKP ve Yargı aleyhinde provasyonda zirveye çıktığı ve Nihat Genç’in çıldırıp bok kuyuları diye konuşma yaptığı anları vidyodan izleyebilirsiniz.

Nihat Genç ve B.K kuyularında boğulacaklardır

Skytürk Ergenekon Yayınları ve Nihat Genç” üzerine 2 yorum

  1. ERAY der ki:

    Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti’ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet’i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
    Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
    ADAMIM INSANLARI YANLIS YONLERDIRMEYI BIRAK ISTERSEN

  2. eko der ki:

    hernekadar heyecanına aradabir yenilsede(bu heyecan yazarlarda olmalı)Nihat Genç doğruları konuşan tüm çıplaklığıyla tek yazardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

css.php