İçeriğe atla

Nasıl ilerleriz?

Duygu ve düşüncemiz, Amerika’ya, Çin’e, Rusya’ya, Hindistan’a dünyanın neresine gidersek gidelim, insan yapımı olan ne varsa onun ana yapıtaşını öğrenip, Türkiye’ye gelip üretmek olmadıkça hiçbir yere ulaşamayız.

Amerika tink-tankleri ve istihbarat birimleri 21. yüzyılda “sanal savaşları”, “uzay savaşları” için hazırlık yapıyor. 7500 mil öteden (Kaliforniya merkezinden Afganistana olan mesafe) insansız hava araçlarıyla, yerden 10 km. yükseklikten Afganistan’daki hedef belirledikleri yerleri bombalıyorlar. Uzaya özel firmaların uzay cihazı yapıp adam göndermesini planlıyorlar. Ay’a üst inşa etme, orayı işgal etme planları yapıyorlar.

Bu noktalara nasıl geliyorlar? “Hiç ölmeyecek gibi çalışmakla” ve devamlı araştırma yaparak. İşin ilginç tarafı araştırma makalelerinin birçoğu internette mevcut. Doğru dürüst ingilizce öğrenen, ufkuna bunları geliştirmeyi koyan, doğru bilimlerle donanmış kişilerin bunları yapabilmelerinin önünde hiçbirşey bulunmamaktadır.

Bundan önce “IEEE ve Diğer Akademik Kaynaklar” şeklinde yazdığım makaleyle ilgili 1 tane bile email almamak ama günlük “1000 in üstünde” “msn şifremi unuttum” diye siteyi ziyaret edenlerin olması, geçmişimizle ve geleceğimizle ne kadar gururlanabileceğimizin ilginç bir göstergesidir.

Filistin’e yaptıklarından dolayı nefret ettiğimiz İsrail’i yerden yere vursak da, yaptıkları araştırmalarla 50 yıl içinde geldikleri noktayı bahsetmemek tam manasıyla haksızlık olur. Biz nerdeyiz? Darbecilerin bize yaptıklarıyla şikayetlerde, bizi geriye götürdükleriyle. Nasılsak öyle yönetiliriz. Kütüphanelerdeki bütün kitapları okuduk ve toplum olarak çok entellektüel bir seviyeye geldik ve çocuklarımızı farklı türde yetiştirdik de mi bu hallerdeyiz? Yoksa kendi menfaatimiz, bencilliğimiz ve perişanlığımızın peşinden koşturup hiçbirşey yapmamızdan ve başımıza çakalların geçmesinden dolayı mı?

Online Radyo dinleme programı (%100 yerli)

Bugün RSS kaynaklarında biriken yazıları okurken birkaç türkçe siteye ard arda rastgeldim. h4ckinger isimli bir sitede, Mp3’lerinizden bıktınız mı? Exaradyoyu deneyin yazısını okudum, oradan da EXARadyo sitesine girdim. Siteyi biraz inceledikten sonra yazılımı indirdim ve bilgisayarıma kurdum. %100 yerli olması (firma net olarak bunu ifade etmiyor ama olsun) nedeniyle burada hemen bahsedip sizlerin de denemenizi teşvik etmek istedim.

EXARadyo görünüm itibariyle winamp ile aynı dizayna sahip. Fonksiyonlar olarak, mp3 çalma seçeneği bulunmuyor sadece radyo için hazırlanmış. Winampda da olan southcast radyo listesi servisi gibi bir servis üzerine kurulu ama işini güzel tarafı bu listenin Türkiye’deki radyolar için güncelleniyor ve kategorize ediliyor olması. Böyle olunca serverları değişen, siteleri değişen radyoların adreslerini takip etmek sizin üstünüze kalmamış oluyor.

Benim gözüme çarpan birkaç aksaklık şu şekilde:
1- Kurulum sözleşmesi türkçe ama kullanılan kurulum kiti ingilizce dolayısıyla kurulum esnasında dam üstünde saksağan gibi bir durum oluyor. Benim bilgisayarım ingilizce onun için farklılık yaşıyor olabilirim tabi.
2- Yazılım içinde karakter kodlamada sıkıntı var. Benim gibi ingilizce windows kullananlar için türkçe karakterler bozuk görüntüleniyor.

Türkiye’deki Kürtlere açık mektup

Bundan önce yayınladığım başka bir yazı: Kürt kardeşime mektup

Kürt olmak, Türk olmak, Arap olmak, Acem olmak, Urfalı olmak, Ankaralı olmak, Diyarbakırlı olmak, Edirneli olmak kimsenin elinde değil. Seçemediğimiz bir ırkın ve milletin bireyi olarak geldiğimiz bu dünyada, ortak değerleri bulmak yerine adeta deliler gibi birbirilerinde olan kusurları kusmaya çalışmak, karşısındakilerin kusurlarıyla adeta gurur duymak kelimenin tam manasıyla “ahmakların” yapacağı birşeydir. Doğuda 30 yıldır olanlar, doğuda yaşayan milletimizin içinden geçtiği süreçler ancak yaşanarak öğrenilebilir. 10 çocuklu bir aileye doğmak, eğitim almamış anne ve babanın kimi zaman umarsız, kimi zaman çok şiddetli tavırlarına maruz kalmak, evden çıkıp okula gittiğinde doğru dürüst eğitim alamamak, bir kızı sevip onunla yoksullaktan dolayı evlenememek, doğru dürüst hizmet alamamak bunlar çok iç acıtıcı şeyler.

Ama bunun bir de öbür tarafı var. Bu şekilde doğan ve büyüyen 80 nesili şu anda 30 yaşında. Kendilerinin ve kendilerinden sonra gelen kardeşlerinin ve çocuklarının yaşam koşullarını değiştirmek, bunun için iki katı – üç katı çalışmak yerine, devletle ve batıda yaşayan toplumla savaşmak, onlara adeta kan kusturmaya çalışmak, kaynak parası esrar, eroin ne olursa olsun eğitime ve sanayiye yapabileceği yatırımı teröre, silaha ve dağda yaşayan hanzolara yatırmak, bu nasıl açıklanabilir? Bundan önce Avrupadaki PKK destekçileri diye bir yazı yazmıştım. Avrupadaki PKK destekçisi kürtler, geride kalan kardeşlerine, eşlerine, dostlarına oradan eğitim, para ve destek sağlamak yerine, “PKK desteği” gönderiyorlar.

Bu kadar acı birşey olabilir mi? Kendilerini Avrupaya SIĞINARAK, oraya “PKK tehtidi var abey, biz zulüm görüyoruz” diye bahanelerle mülteci olarak sığınmış vatandaşlar, geride kalan kardeşlerinin çağ atlamasını sağlamak yerine, onlara bomba, silah ve kurşun gönderiyorlar. “Siyasi kanat” dedikleri kahpe ve hain bir kesim http://www.gundem-online.net/ gibi http://www.abdullah-ocalan.com/ siteler açarak, youtube sitesinde “biji apo” diye her deliğe yorumlar yazarak “mücadelemizi devam ettiriyoruz” diyorlar. Bizleri millet olarak bu hale getiren “CEHALET”, “FAKİRLİK”, “ERDEMSİZLİK”, “SAHTEKARLIK ve NAMUSSUZLUK”, “GÜVENSİZLİK” gibi hastalıklardan temizlemek için mücadele vereceklerine, kendi nefisleriyle mücadele edip “biz nasıl doğru dürüst bir birey oluruz” diyeceklerine, ta Avrupalardan (bu websitelerinin ve yayınlarının çoğu Almanya ve Hollanda kaynaklı) Türkiye’deki insanların huzurunu kaçırıyorlar. Oradan adeta yangın söndürme aracı olup bu yangını söndürüp, güller ekeceklerine, daha çok bomba atıp, ateşin daha da harlanmasını sağlamaya çalışıyorlar. Avrupadaki türk işçiler memleketlerinden ev alırken, memleketlerinde yatırım yapıp, cami yaptırırken; yine aynı yerdeki kürt arkadaşlar memleketlerine silah ve bomba gönderiyorlar. İsyan ediyorum, lanet ediyorum ve bu cehalete için için en derinlerimden küfrediyorum. Böyle bir cahillik, böyle bir kokuşmuşluk olabilir mi?

Daha 10 yaşındaki, okul ve top oynama çoğundaki çocuğun eline taş verip, “oğlum şu polislere taş fırlat, fırlatmazsan seni döverim” diyen bir babayı düşünebiliyor musunuz? Oğlunun ve kızının polis araçları önünde koşturulmasına, onlara su sıkılmasına “evet” diyen bir anne-baba dünyanın neresinde olabilir? Biz buna benzer görüntüleri Afrikadan başka bir yerde görmemiştik, şimdi ülkemizin doğusunda oluyor.

Çözüm nedir? Çözüm kürt halkının kendi bilinçlenmesi ve bu topluma entegre olmaya çalışmasındadır. Şirketlerimiz varken çalışanlarının yarısı kürt idi ve hiçbirisiyle birgünden birgüne ne bir problem, ne bir kavga yaşamadık. Neden? Onlar birlikte yaşamak için çaba sarfediyorlardı, biz de birlikte yaşamak ve iş yapmak, başarılı olmak istiyorduk. İşte olay bu kadar basit. Birlikte çalışmak, elele vermek, daha kuvvetli ve güçlü olmayı istemek. Yoksa “haklarımız için savaşıyoruz”, “milletimiz için savaşıyoruz” safsataları ne kürtleri, ne türkleri, ne türkiyeyi ne de kalan hiçbir orta doğu ülkesini (israil hariç) mutlu etmez.

Bill Gates Twitter’da

Benden duymuş olmayın, ünlü Bill Gates dün itibariyle twitter’da kendine hesap açmış ve yayın yapmaya başlamış.
http://twitter.com/billgates

Hesap açmış olması belki kendi çapında doğal olabilir ama bir günde 260 bin takip eden kişi bulması da ilginç geldi.

Okuduğum yabancı kaynaklar Bill Gates’in dolayısıyla Microsoft’un twitter’ı satın almak ve arama motoru alanında yaşadıkları gerilemeyi kapatmayı hedeflediğini yazıyor. Google’ın milyar dolar verip youtube’u almasından sonra Microsoft’un birkaç milyar dolar verip Twitter’ı satın almasına şaşırmam doğrusu.

Firefox 3.x hızlandırmak için

Bugün oturmuş Firefox eklentilerini araştırırken, Firefox 3.0 ve sonrası için eklenen “awesome bar” (müthiş çubuk) olarak ifade edilen ve Internet Explorer’da Adres kısmı diye bildiğimiz kısımla ilgili çok ilginç bilgiler buldum, paylaşmak istedim. Bundan önce ziyaret ettiğiniz veya bildiğiniz bir adresi yazdığınız bu kesimde aramayı kolaylaştırmak için arkada bir çeşit database kullanılmaya başlanmış. Bu veritabanın adı sqlite ve bilgisayarınızda siz farkında olmadan Firefox tarafından oluşturulan .sqlite dosyaları sayesinde, adres çubuğunda daha kapsamlı ve verimli aramalar yapmanız sağlanıyor. Bunun doğal denebilecek bir yan etkisi de bu veritabanın aralıklarla temizlenmesi gerekiyor. Çünkü temizlenmediği takdirde diskinizde büyük miktarlarda dosyalar oluşturarak bilgisayarınızın performansını azaltabiliyor.

Bunu önlemek ve ara da sırada temizleme yapmak için Firefox sitesinde vakum denilen bir temizleme metodu öneriliyor. Bu işlemi gerçekleştirmek için “PlacesCleaner” eklentisini yükleyebilirsiniz.

Benim gibi elle yapmak isterseniz, Lifehacker sitesinde yayınlanan bu yazıda verilen şu adımları yapabilirsiniz:

1- Araçlar (Tools) -> Hata Konsolu (Error Console) -> Mesajlar (Messages) kısmına gelip
2- Altta yayınlanan kodu Kod kısmına kopyalayıp,

Components.classes[“@mozilla.org/browser/nav-history-service;1”]. getService(Components.interfaces.nsPIPlacesDatabase). DBConnection.executeSimpleSQL(“VACUUM”);

Değerlendir (Evaluate) bastığınız zaman, bilgisayarınızın adres çubuğu veritabanı temizlenmiş oluyor.

Hyundai Genesis ve Amerika Araba Piyasası

Kimsenin düzenine tüy dikmek istemem ama Habertürk saat başı haberlerini beklerken iki dakikada bir “Amerika’nın en iyisi Türkiye’nin en iyisi olmak için geldi” reklamını yapan Hyundai Genesis arabasını gördükçe sabrım taştı. Amerika’da 5 yıl yaşayan birisi olarak şunu açık ve net söyleyebilirim ki, Hyundai Genesis’in Amerika’da bir numara olmayı bırakın, Amerikalılar arasında “adı bile duyulmuş” değil.

Amerika araba piyasasını anlatmak için şunları söyleyebilirim. Amerika yapımı arabalar (Ford, Chrysler v.b.) gibi arabalar burada orta direk diyebileceğimiz halk arasında hem “Made in USA” olması hem de ödeme kolaylıklarından dolayı rağbet görüyor ama bunun yanında en çok saygı gören ve rağbet gören arabalar Japon arabaları. Honda, Nissan, Toyota ve bu markaların lüks klası sayılan Acura, Infiniti ve Lexus çok rağbet gören ve bir nevi altın gibi değer kaybetmeyen markalar. Örneğin 15-20 bin dolara alıp, üstüne 50 bin km. koyup 3-4 yıl sonra 2-3 bin dolar değer kaybedip tekrar satabileceğiniz tarzda arabalar. Onun için yabancılar da dahil birçok kişi Japon arabalarını hem değerini kaybetmemesinden hem de yedek parça kolaylığından dolayı tercih ediyorlar.

Bunun yanında Kore markaları sayılan ve piyasaya girdiklerinden beri dikiş tutturamayan Kia ve Hyundai markaları var. Bu markalar nedense hüsn-ü kabul görmemiş, kaliteli arabalar olmasına rağmen 15-20 bin dolara aldığınız yeni bir Hyundai yada Kia arabası, satmaya geldiği zaman yarı fiyatına geriliyor. 10 binli dolarlara (20 bin dolara aldığınız arabadan bahsediyorum) hatta daha altına da düşüyor. Çünkü Amerikalılar Hyundai, Kia gibi arabalara rağbet etmiyor. 2008’den beri Hyundai ve Kia hem modellerinde hem de ödeme kolaylıklarında çok büyük atılımlar yaptılar ama trafiğe çıktığınız zaman bu değişikliği halen hissedemiyorsunuz.

Amerikadaki ayağı böyleyken, Türkiye’de Hyundai Genesis için “Amerika’nın en iyisi Türkiye’nin en iyisi olmak için geldi” demek ne kadar ahlakidir ve dürüsttür sizlere bırakıyorum.

Nette bulduğum bir Hyundai Genesi açıklamasını da alta örnek olarak ekliyorum.

Kuzey amerika’da önde gelen otomobil markalarını geride bırakarak yılın otomobili seçilen Genesis lüks otomobil dünyasına yeni bir boyut katıyor.Her yönüyle konfor, performans ve güvenlik açısından en üst noktada tetnolojilleri sunan genesis ‘in yaratacagı pires tije seyirci kalmayın…

Turkcell 3G İnternet almamanız için 4 sebep

3G internet! teknolojinin ulaştığı son nokta, gemide seyahat ederken dalgaların tuzlu esintisiyle arkadaşlarınızla webcamle konuşabileceğiniz teknoloji. Bunlar hep harika. “Turkcell 3G, gerçek hızın adı”, “hayatın tadı”.

Ama Türkiye’de bu teknoloji büyük bir külfet ve zulümden başka birşey değil. Hiç dahil olmak istemeyeceğiniz fiyatlar ve yapacağınız anlaşmalarla, hiç istemeyeceğiniz bir külfeti omuzlarınıza yükleyeceksiniz. Teker teker aşağıda sebeplerimizi listeleyelim:

2 yıl boyunca çıkamayacağınız bir kontrat

2 yıllık kontrat imzalamak ZORUNDASINIZ kontrattan
Ç-I-K-A-M-A-Z-S-I-N-I-Z

Aylık fiyatlar faso fiso, 2 yıl içinde şunları ödeyeceksiniz:
Turkcell 3G 1 GB (en ucuz paket) 2 yılda en az: 871 TL
Turkcell 3G 8 GB (en pahalı paket) 2 yılda en az: 1599 TL

Limitleri aşarsanız: “Paket aşım ücreti 0,050 TL/MB.” yani 1 GB için 50 YTL.

Aşmam diyorsanız alta eklediğim okuyucu yorumlarını ve “Turkcell 3G Internet fiyatlarını açıkladı” yazımın altındaki yorumları okuyun.

Astronomik faturalar

Yorum # 18 serhat 10-12-2009
ilk ayki faturam :
kota aştınız dediler gelen : 45
2nci ay kota aştınız gelen : 45
3ncü ay kota aştınız gelen : 133
4n ay (Henüz kotayı aşmama 2 gb var) gelen : 70 ytl.
Bu nasıl bir soygundur arkadaşlar hiç mi yapabileceğimiz bir şey yok buna.

3G internete geçtim kullanmadığım halde kota dolup taşıyor

Yorum # 8 şevket 19-08-2009
KANMAYIN ARKADAŞLAR HEPSİ UYDURMA
Ben 2003 yılından beri 4 gb kotalı ADSL kullanıyordum. Ve 6 sene boyunca hiçbir zaman kotayı dolduramadım. Aylık ödediğim fiyat 29 TL + telefona ödediğim sabit ücret olan 9.75 TL idi.

Turkcell 3G de aynı (2 yıl anlaşmalı 4 GB kotalı) fiyata geliyor ve daha hızlı düşüncesiyle gittim 2 yıl anlaşmalı 4 GB kotalı paketi aldım. Fakat gördüm ki hızı hiç de öyle reklamlarda anlatılanlar gibi değil. Ve her yerde 3G hızı ile bağlanamıyorsunuz. Benim ofisim E5 üzerinde şirinevlerde. Ve cam kenarı dışında bir yerde çekmiyor.

8 gün kullanımla 4 GB kotayı doldurmuşum nasıl oldu anlamadım. 6 senede ADSL ile dolduramadığım Aylık 4 GB lık kotayı 8 GÜNDE DOLDURMUŞUM. Bunun üzerine bir yanlışlık vardır herhalde diye turkcell müşteri hizmetlerini aradım fakat biri öbürüne aktarıyor öteki berikine neyse tam 1 saat 28 dakikanın sonunda bir kişiye bağladılar beni. O da sistem çok yavaş ekranım şu anda açılmıyor cevabını verdi.

DİYECEĞİM ŞU Kİ; REKLAMLARA KANMAYALIM, ALDATILMAYALIM.

3G aldım ama kapsama alanı dışındayım, 24 aya imza attım, çıkamıyorum

Yorum # 26 mehmet ali 30-12-2009
Vınn hızıyla soygun yeni moda. 4 aylık 3G internet kullanıcısıyım ne yazıkki soyguna uğrayan diğer 3g kullanıcıları gibi kotayı aşamadım çünkü benim bulunduğum bölgede 3g çekmiyor. Turkcellin haraca bağladığını, 24 ay keriz gibi bu parayı benden seve seve olmasada paşa paşa alacaklarını memnuniyetle müşteri hizmetleri arkadaşlarımız doğrudan söyleyemeselerde dolaylı yoldan alacaklarını söylediler. Biz 3G internet kullanıcısı olarak büyük balık küçük balığı vınnnnnnn hızıyla yutar kampanyasından 24 ay boyunca yararlanmış olduk veya olacağız. SESİMİZİ BİRAN ÖNCE DUYURMAMIZ GEREKİYOR

(Not: Bu yazıyı yoruma kapatıyorum. Yorumların tek bir sayfaya yazılması ve takip edilebilmesi için lütfen Turkcell 3G Internet fiyatlarını açıkladı yazısının altına yorumlarınızı yazınız.

Winamp’ta müzik arşivinizi temizlemek

(18/12/2012: Güncelleme: Winamp sitesinden bu dosya silindiği için arşivimden buraya ekledim. Rar dosyasının içeriğini winamp’ın Program Files/Winamp/Plugins/ dizinin altına açıp winamp’ı yeniden başlatmanız yeterli.Winamp Delete Current Song 2.5

Bilgisayarımda eski-yeni, türkçe-yabancı her telden toplam 5500 tane mp3 var. Lise yıllarımda bilgisayar başında boş vakit geçirdiğim zamanlarda oturur bu parçaları,

  • Türkçe
    • Pop
    • Rock
    • Favorilerim
  • Yabancı
    • Pop
    • Rock
    • Favorilerim

diye organize ederdim. Ne arıyorsam hemen bulmamı kolaylaştırırdı. Ama son zamanlarda hem bilgisayarlarımda sık sık problem olmasından hem de vakit darlığından mp3 diye bir dizin ve onun altına karmakarışık atılmış onlarca dizin bulunuyor.

Hafta sonu oturdum ve bu mp3’leri eski düzen organize etmeye başladım. Ama albüm albüm indirdiğim için çok sayıda parça ve aralarından bir sürü sevmediğim müzik var. Ben de oturdum önce bu kötü parçaları aradan temizlemenin yollarını aramaya başladım.

1997 de ilk çıktığında Winamp‘ın “dosya silme” özelliği de vardı ama sonra bir daha özelliği göremedim. Dün araştırırken tam da bu işi yapmak için Winamp üzerinde çalışan bir eklenti buldum.

Çalan parçayı silmek için kullandığım eklentinin adı: Delete Current Song (Çalan parçayı sil) http://www.winamp.com/plugin/deletecurrentsong/110040

Sevmediğiniz parçaları dinlerken hard diskinizden silmek istiyorsanız şunları yapabilirsiniz:

-Temizlemek istediğiniz parçaların hepsini Winamp listenize ekliyorsunuz, bunun için Windows Ara / Bul’u (Windows tuşu + F) kullanabilirsiniz.
Windows'da arama yapmak

-Eklentiyi kurduktan sonra Winamp ayarlar kısmından, eklentiye kısa yol tuşu ekliyorsunuz. Winamp ayarlara girmek için, Winamp penceresinde “Ctrl – P” kısayolunu kullanabilirsiniz. Orada “Plug-ins” -> “General Purpose” un altında “DeleteCurrentSong” eklentisinin üstüne tıklayıp, “Configure selected plug-in” diyorsunuz.

Winamp'ta calan parcayi silmek

Bu kısım biraz yeni teknolojilere göre geri kalmış. Kısa yol tuşunu belirledikten sonra (örn: Windows – Q tuşu) dosya ismi girip, “Save Settings” yapmanız gerekiyor.

Winamp'ta kisayol tusu ile dosya silmek

Bu aşamayı da geçtikten sonra listenizdeki parçaları temizlemeye başlayabilirsiniz. Çalan parçayı beğenmediniz mi benim örneğimde “Windows – Q” tuşu ile direk hard diskinizden siliyorsunuz ve listenizdeki bir sonraki müzik çalmaya başlıyor.

Türkiye ve Amerika toplumlarının kısa bir biyopsisi

Garip bir dönemden geçiyoruz, garipliklerin önü var sonu yok. Bu yazıda uzun uzadıya köşe yazarları gibi esameler yürütmek istemiyorum. Daha faydalı olacağına inandığım, düşüncelerime temel oluşturan birkaç temel bakış açımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu temel açıları hepimizin benimsemesi ve halk olarak bu bilinçte olmamız bence çok faydalı olur.

-İki kişinin bildiği sır değildir. Bir milletin gözünün önünde çevirilen bir tiyatro hiç sır değildir. Olayların sır olmamasını ve aleni bir şekilde yapılmasını isteyenler olmasa, ilgili ve alakalı kişilerin “kafasına sıkılarak” “intihar süsü”, bu kişiler mercedesleriyle giderken “kamyon altına alınarak” “trafik kazası süsü” gibi yabancısı olmadığımız senaryoları şimdiye kadar birçok kez oynamışlardı.
-İstihbari mevzularda “bir doğru elli yalan” ile söylenir. Doğru ve yanlış ayırt edilemez hale gelene kadar buna devam edilir.
-“Dilini, dinini ve tarih bilincini kaybetmiş bir millet yok olmaya mahkumdur.” Mustafa Kemal
-Hazırdan beslenmeye alışan, hazır üzerinden geçinen ve hiçbir çalışma çabası sarfetmeyen toplumlar önce benliklerini sonra egemenliklerini son olarak da vatanlarını kaybetmeye mahkumdurlar.
-Birbirine kenetlenemeyen, birbiriyle iş yapamayan; yolda, sokakta gördüğü kişilere bırakın selamı güleryüz bile göstermeyen, muhatap olduğu herkesle savaşırcasına diyaloglar yürüten bir toplumun iletişim damarları kurumuştur.

Amerika’da yaşadığım 5 yıl sürecinde üsttekilerden ilk ikisi hariç, toplum ahlakını ilgilendiren şeylerin hepsinin Türkiye’dekinden tam tersi şeklinde yapıldığını gördüm.

-Amerikalılar dillerine aşıklar. Ne duyarlarsa onun Amerikancasını üretmeye bayılıyorlar, hobisi sadece kelime bilimi olan kişilerin özel radyo programları var. Adamlar oturup bir fiilin, sıfatın hangi bölgeden çıktığını, nasıl bir durumu tasfir etmek için çıkartıldığını teker teker irdeliyorlar ve bunun tarihini bilmekten, kullanmaktan büyük gurur duyuyorlar. Biz ise kendi dilimizde öğrendiğimiz 250-300 kelimeyle birbirimizle iletişim kurmaya ve kendimizi tam manasını bilmediğimiz yabancı tabirlerle ifade etmenin peşindeyiz.

-Eğitim düzenleri içinde ne kadar ortalama bir amerikalı cahil de kalıyor olsa, din bilgisi olarak hiç azımsanmayacak kadar bilgiye sahip oluyorlar. Bizdeki “sübhaneke ve cuma namazı” kültüründen çok daha öte, şu ana kadar benim konuştuğum Amerikalıların en ortalaması bile “bible’ı” incili birkez okumuş. Bizim en dindarlarımız bile Fatiha suresinin manasını bilmiyor.

-Tarih dedikleri şey 200 yıl diye dalga geçeriz. Ama bundan 10 yıl önce olmuş olayı tekrar tekrar anıp “geleneksel” hale getiriyorlar. Hani bizim “1. geleneksel türk pikniği” var ya, burada bunun sayısız örneği var. Geçen senelerde iki kez yaptıkları birşey varsa bu artık gelenek olarak kabul ediliyor ve aynen devam ediliyor. Bizde ise dağınıklık, düzensizlik ve gelenek / göreneklerine bağımlı olmamak en gavurcasıyla “cool”, en türkçesiyle “matah” birşey sayılıyor.

İmrendiğim ve bizde olmamasından büyük efes duyduğum birşey daha yapıyorlar. Bazı radyolar örneğin her sabah “ölmüş askerlerine 1 dakikalık saygı duruşu” veya onları selamlamayla açıyorlar. Osmanlı ve Türk milleti olarak sanırım bizler kadar ecdadında şehit olan başka bir toplum bu dünyada yoktur. Ama bizim radyolarımız en saçma selamlar ve soytarılıklarla başlar. Bizim şehitlerimiz anılmayı hiç mi hak etmiyorlar? “Vatan sağolsun” diye bağrına taş basan “şehit ailelerimiz” hiç mi saygı ve minnet hak etmiyor?

-Amerikaya geldiğim ilk sıralarda beni en çok şaşırtan yolda gelen, geçen herkesin selam vermesiydi. Burada 1 yıl kaldıktan sonra İstanbul’a ilk tatile gelişimde, Şikago ve Frankfurt hava alanları üzerinden Türkiye’ye geliyordum. Şikago’da insanlar halen başlarıyla ve sözlü olarak selam veriyorlardı. Frankfurtta uçaktan indim, İstanbul uçağının kalkacağı perona doğru yürürken yine sağda solda birkaç baş ile selam aldım verdim. İstanbul uçağının peronuna bir geldim, kimse birbirinin yüzüne bakmıyor bile. Göz göze gelir gibi olunduğu zaman gözler hemen kaçırılıyor, başka yerlere bakılıyor. Bir peron dolusu insan, “hiçbirimiz türk değilimiz”, “hiçbirimiz müslüman değiliz”, “hiçbirimiz İstanbul’a gitmiyoruz” şeklinde yaklaşık 1.5 saat oturduk. Hiç kimseyle selamlaşmadan İstanbul’a uçtuk.

Amerika ve Türkiye toplumlarının bu yazıya konu olan kısımlarının biyopsisini aldığım zaman elime maalesef gelen kısımlar bunlar. Bu yazıya konu olmayan hiç iyi yönümüz yok mu? Sürüyle. Ama bu kadar temel noktalarda kaybettiğimiz şeylerden sonra başarıya ulaşamıyoruz, dünya toplumları muvazenesinde ilk sıralara oynayamıyoruz.

3 Yolla Windows Vista/XP/2003 Biplemesini durdurun

Şu anda kullandığım laptopu aldığımdan beri (yaklaşık 4 aydır) sesi kısmak veya arttırmak istediğim her seferinde gıcık edici bir “BİP” sesi geliyordu. Eğer 10 yıl öncesine kadar bilgisayar kullanıyorduysanız, desktopların ön kısmında bir speaker gelirdi, oyunlarda filan en taş devri sesleri çıkartmak için kullanılırdı, işte onu kullanarak Windows’un biplemesine sebep olan etkileşimler halen kullanılıyor.

Eski masa üstü bilgisayarlardaki audio hopörlör (speaker)
Eski masa üstü bilgisayarlardaki audio hopörlör (speaker)

Bipleme sesi oldukça her seferinde sinirlerimin ritmi bozulsa da, bişey olmaz deyip geçiştiriyordum. Bugün oturdum araştırdım ve bununla ilgili çözümü buldum, sizlerle paylaşmak istedim.

3 metod şu şekilde:

1. kendi bilgisayarınızda, Başlat -> Çalıştır yapıp bu satırı yazın ve enter’a basın:

sc stop beep && sc config beep start= disabled

2. uzaktaki bir makina için yine aynı şekilde , Başlat -> Çalıştır yapıp bu satırı yazın ve enter’a basın:

sc \remoteMachine stop beep && sc \remoteMachine config beep start= disabled

3. Bilgisayarınızı başlatmanızı gerektiren bir metod:

net stop beep

Bende 1. metod gayet güzel işe yaradı ve windows’un bipleme sesi kesildi.

Cübbeli Ahmet hoca ve Adnan Oktar mevzusu

(Yazının altında bu yazıda yazılan fikirlere muhalefet eden arkadaşların yorumlarını okumadan, onların fikirlerini de değerlendirmeden geçmeyin lütfen.)

Cübbeli Ahmet hoca sanırım Türkiye’de bugünlerde gündemi baya meşgul ediyor. Habertürkde Fatih Altaylı’ya verdiği röportajlar, hem ilim kokuyor hem de bazı kesimleri çok rahatsız ediyor. Bunlardan bir tanesi Adnan Oktar bey ve tayfası. Kendileriyle ilgili bu sitede bundan önce hüsn-ü zan içeren ve “bu kadar yayın yapan ve hizmet etmeye çalışan kimseler iyi insanlar olmalılardır” diye yürüttüğüm mantığı bugün itibariyle yayından kaldırdım. Sebepleri;
Okumaya devam et

3G İnternet Fiyatları ve Turk Telekom Adsl Karşılaştırması

3G İnternet maalesef Türkiye’ye bir soygun şeklinde getirildi. Amerika’da ve Dünyadaki fiyatlarına göre 2-3 katı fiyatla ve vergiyle gelen bu hizmetin fiyat ve özellik karşılaştırması şu şekilde.

3G’nin eksileri
 
– Yüksek iletişim maliyeti
– Görüntülü telefon vs. gibi seçenekler kullanıldığında pil ömrünün kısa sürmesi
– Baz istasyonu değiştirildiğinde iletişimin aksaması
– Aynı baz istasyonuna çok fazla 3G telefon bağlandığında iletişimin yavaşlaması

ADSL’in artıları

– Düşük maliyet
– Sürekli sabit ve istikrarlı bağlantı
– Hızlı bağlantı (1, 4, 8 mbit seçenekleri bulunuyor)

ADSL’in eksileri 
– Sabit telefon hattı gerektirmesi
– Eski hatlarda parazit ve yavaşlama sorunu


TTNet’in ADSL tarifeleri

Paket ADSL Bağlantı Hızı Aylık Kullanım Kotası (GB) Aylık Ücret
NET4 8 Mbps’ye kadar 4 GB 29 TL
NET4 (Plus) 8 Mbps’ye kadar 4 GB 31 TL
NET6 8 Mbps’ye kadar 6 GB 39 TL
NETLıMıTSıZ 8 Mbps’ye kadar Limitsiz 49 TL

Vodafone 3G tarifeleri

Ön ödemeli abonelikler (Kontörle kullanım)
Tarife Hız Ücret Kota aşım ücreti
Standart tarife 1Mbps’ye kadar 150 KB’ı 1 kontör Kota aşımı yok; kullanılan veri kadar ödeme
Aylık 250 MB 1Mbps’ye kadar 70 kontör 100 MB’ı 35 kontör
Aylık 1 GB 7.2Mbps’ye kadar 175 kontör 100 MB’ı 35 kontör
Günlük limitsiz 35 kontör 35 kontör 250 MB Adil kullanım sınırı sonrası 128 Kbps’ye kadar

Faturalı abonelikler
Tarife Hız Ücret Kota aşım ücreti
Standart tarife 1Mbps’ye kadar 100 KB’ı 9 Kuruş Kota aşımı yok; kullanılan veri kadar ödeme
Aylık 250 MB 1Mbps’ye kadar 10 TL 100 MB’ı 5 TL
Aylık 1 GB 7.2Mbps’ye kadar 30 TL 100 MB’ı 5 TL
Aylık 1 GB 7.2Mbps’ye kadar 50 TL 100 MB’ı 5 TL
Günlük limitsiz 7.2Mbps’ye kadar 5 TL 250 MB Adil kullanım sınırı sonrası 128 Kbps’ye kadar

Avea 3G tarifeleri

HoşGeldin Standart Süper
30 dakika Görüntülü Konuş 60 dakika Görüntülü Konuş 150 dakika Görüntülü Konuş
1 saat ücretsiz Avea Mobilvizyon (~50MB) 3 saat ücretsiz Avea Mobilvizyon (~150MB) 5 saat ücretsiz Avea Mobilvizyon (~500MB)
100MB ınternet 250MB ınternet 500MB ınternet
Seç ızle: 1 ıçerik Seç ızle: 2 ıçerik Seç ızle: 3 ıçerik
  HoşGeldin Standart Süper
Faturalı hatlar 7 TL (KDV ve ÖıV dahil) 17 TL (KDV ve ÖıV dahil) 27 TL (KDV ve ÖıV dahil)
Faturasız hatlar 40 Kontör 100 Kontör 160 Kontör
  HoşGeldin Standart Süper
Abonelik HOS STANDART SUPER

Turkcell 3G tarifeleri

Ürün & Servis Paket Servis Kampanya Paket Aşım Ücreti
Faturalı 3G ınternet 1 GB 29 TL 24 ay taahüt ile VINN 3G modem hediye ve ilk üç ay 19 TL 5 kuruş / MB
  4 GB 39 TL 24 ay taahüt ile VINN 3G modem hediye ve ilk üç ay 19 TL  
  8 GB 69 TL 24 ay taahüt ile VINN 3G modem hediye  
Faturasız Haftalık 1 GB 19TL    
  Aylık 4 GB 49 TL    
Cepten ınternet 100 MB 9.38 TL / 65 kontör ılk 3 ay 30 kontör 5 kuruş / MB

Turkcell 3G Internet fiyatlarını açıkladı

(Güncelleme: 24/07/11: Bu yazı Turkcell’in açıkladığı fiyatların ne kadar pahalı olduğu ve milletimizi yine soyma hesabında olduğuyla alakalı. Yazının altında VINN kullanırken kazıklanan ve zarar gören Turkcell müşterilerinin yorumları var. Güncel fiyatları öğrenmek istiyorsanız Turkcell.com.tr’den bakınız.
http://www.turkcell.com.tr/bireysel/Sayfalar/internet/cepteninternet/genel.aspx)

Turkcell 3G internet fiyatlarını açıkladı tabi yine hayal kırıklığı. 3G cep telefonunda internet olması gerekirken, modemini, laptopunu satıp insanların evlerine girmeye çalışıyorlar ve limitler aşıldığı zaman astronomik rakamlarla faturalar hazırlanıyor. Benim hayal kırıklığım “sınırsız” 3G paketi çıkartmış olmamaları. Başlattıkları bu terbiyesizliğin adı Vınn 3G olmuş oldu. Amerika’da ve Dünyada fiyatlarını bu sitede defaatle yazdım, 8 GB limit diye koydukları 69 TL’lik pakete Amerika’da sınırsız 3G internet sunulurken, Turkcell bunu 8 GB ile satıyor. Üstüne çıkılırsa “Paket aşım ücreti 0,050 TL/MB.” yani 1 GB için 50 YTL ödenmesini ön görüyorlar.

Çıkarttıkları fiyatların altına küçük harflerle küçük harflerle düştükleri şu notlara çok dikkat:
Aylık paket tutarı dışında 31,1TL tutarındaki “yeni tesisi özel iletişim vergisi” ve kampanya sözleşmesinden doğan damga vergisi ilk faturanıza yansır.
Ayrıca TGM Ruhsat (yıllık 12 TL) ve TGM Kullanım (Aylık 1 TL) vergileri de faturanıza yansır.
İndirilen ve Yüklenilen (Download – Upload) veri İnternet Paketinden düşer.

Son madde çok tehlikeli. Attığınız email, yaptığınız yazışmalar, yani havada uçan ne varsa limitinizden düşüyor. Türk Telekomu çok küfredildi, çok tenkit edildi ama adamlar upload kısmını limite katmadılar. Turkcell 3G fiyatlarında bu da dahil olduğu için limitler çok kısa sürede uçup gidecektir. 24 Aylık kontrat yaptığınız için arada çıkmanıza da müsade etmeyecekler.

Turkcell 3G İnternet en düşük paketinin 2 yıllık fiyatı

Dolayısıyla Turkcell 3G internet’in en düşük (19 TL) paketini aldığınızı varsayarsak 24 ay sürecinde ödemek zorunda kalacağınız miktar:
İlk ay:
-Vınn modem: 150 TL (109 USD en düşüğünü seçtim)
-Yeni tesis vergisi: 31,1 TL
-TGM ruhsat: 12 TL
-Aylık fatura tutarı: 19 TL

Toplam: 212,1 TL (ilk ay faturası)
2 ay x 19 TL = 38 TL (kampanyalı 2 ay faturası)
9 ay x 29 TL = 261 TL

1. Yıl faturası toplam: 511,1 TL

TGM ruhsat tekrar alıcaklar: 12 TL
12 ay x 29 TL = 348 TL
2. Yıl faturası toplam: 360 TL

2 yılda toplam ödenecek miktar: 871 TL

Turkcell 3G İnternet en pahalı paketinin 2 yıllık fiyatı

Turkcell 3G internet’in en yüksek paketi (69 TL) paketini aldığınızı varsayarsak 24 ay sürecinde ödemek zorunda kalacağınız miktar:
İlk ay:
-Vınn modem: 150 TL (109 USD en düşüğünü seçtim)
-Yeni tesis vergisi: 31,1 TL
-TGM ruhsat: 12 TL
-Aylık fatura tutarı: 69 TL

Toplam: 262,3 TL (ilk ay faturası)
11 ay x 69 TL = 759 TL

1. Yıl faturası toplam: 1021,3 TL

TGM ruhsat tekrar alıcaklar: 12 TL
12 ay x 69 TL = 828 TL
2. Yıl faturası toplam: 840 TL

8 GB lık paket için 2 yılda ödenecek toplam: 1599 TL
Yani iki yılda 871 TL Turkcell 3G internet alan herkesten gacurtlucaklar ki çok büyük terbiyesizlik. Neden mi? 871 TL’nin şu anki dolar kuru takriben 620 dolara tekabül ediyor, 24 aya böldüğünüz zaman aylık 1 GB için aylık 25 dolar ödüyorsunuz.

İki yıllık 8 GB’lık paketi 1599 TL ye kazıklıyorlar. Dolar karşılığı 2 yıllık 1140 dolar, aylık dolar karşılığı 47.5 dolar.

Amerika’da bu paketin SINIRSIZI 60 dolar. Burada yaptıkları bir soytarılık daha, 3G modemi de kendileri satıyorlar. Oradan da kar ediyorlar, ye kürküm ye yani. Bence bu fiyatların tüketici mahkemelerine götürülüp, insancıl seviyelere çekilmesini temin etmek gerekir.

Soygunun yeni adı: Turkcell 3G internet

Vınn 3G İnternet Paketi Aylık Ücret Taahhüt Süresi Kampanya
3G modemi E176 1 GB 29 TL 24 Ay ilk 3 ay 19 TL
3G modemi E176 4 GB 39 TL 24 Ay ilk 3 ay 19 TL
3G modemi E176 8 GB 69 TL 24 Ay –
3G modemi E180 1 GB 29 TL 24 Ay 2GB SD Kart hediye
3G modemi E180 4 GB 39 TL 24 Ay 2GB SD Kart hediye
3G modemi E180 8 GB 69 TL 24 Ay 2GB SD Kart hediye

Cihaz Paket Taahhüt Süresi
1 GB internet paketi 4 GB internet paketi
HP Compaq Mini-Note 110 69 TL 79 TL 24 Ay
HP Pavilion dv2 Notebook 99 TL 109 TL 24 Ay

3G Internet Hayatımıza Gerçekten Neler Katacak?

3G İnternetin Türkiye’ye gelmesi yaklaştıkça sağda solda çıkan haberler de artmaya başladı. Bunlardan birtanesi Milliyet websitesinde “3G hayatımıza neler katacak” başlığıyla yayınlandı. Ben de acizane yaklaşık 4 yıldır farklı vesilelerle (telefonda, USB/PCMCIA ve son olarak laptopa entegre edilmiş 3G kartı ile) 3G internet kullanan birisi olarak Türkiye’de oluşturulan bir nevi gazoz ağaçlarına birer birer cevap vermek istiyorum.

Bu gazozların büyük çoğunluğu Türkcell tarafından 3G internet diye piyasaya sunuluyor. Ben de Milliyet’te yayınlanan haberleri aşağıda teker teker irdeledim. Onlara geçmeden önce, internette Vodafone fiyatları olarak belirtilen fiyatlar beni resmen şok içinde bıraktı. Onun için tüketiciler olarak sizlerin gözünü açmak için 3g fiyatlarının Türkiye’de ve Amerika’da fiyatlarını kıyasla dile getirmek istiyorum.

Vodafone İnternet Paketleri:
250 MB – 10 TL (250MB1A AC yazıp 3636 gönder)
1 GB – 30 TL (1GB1A AC yazıp 3636 gönder)
3 GB – 50 TL (3GB1A AC yazıp 3636 gönder)

Amerika’da:
AT&T Unlimited Data Package (Sınırsız data paketi – cep telefonlarında iPhone,Blackberry gibi telefonlar bununla geliyor örneğin) 30 dolar aylık.
AT&T Unlimited Tethering (cep telefonunuzu modem gibi kullanıp laptopuzdan internete bağlanmak) 60 dolar aylık

Tethering dedikleri paket resmen evinizdeki ADSL modemi, kablo interneti yanınızda taşımanız gibi birşey. Cep telefonunuzu laptopunuzun USB portundan taktıktan sonra istediğiniz her an internete bağlanabiliyorsunuz. Bununla ilgili küçük bir iki detay var örneğin data alışverişi yaptığınız için cep telefonunuz şarj olmuyor, yedek piliniz varsa bu engeli de aşabiliyorsunuz. Tethering için sanırım alt yapı gereklilikleri daha pahalı olduğu için Amerikadaki fiyatları iki katı seviyesinde tutuluyor. Daha detaylı fiyatları (http://www.wireless.att.com/businesscenter/en_US/popup/dataconnect-comp-table.jsp)

Şimdi başlayalım Türkcell’in 3G internet gazoz ağaçlarına.

3G internet hayatımıza neler katacak? -1

Müzik Servisleri: Burada uçuş serbest, her türlü radyo, müzik kanalları, video klipleri, canlı programlar/performanslar, müzik yarışmaları ve daha birçok servis.

Evet, telefonunuzda 3G servisi açık olduğu müddetçe ve telefonunuz 3G desteklediği müddetçe böyle birşey mümkün ve Amerika’da benim kullandıklarımdan en çok AT&T bunu bastırıyor ama dinleyeceğiniz herşey için para alıyorlar.

3G internet hayatımıza neler katacak? -2

Video Servisleri: Asıl patlamanın yaşanacağı kategori burası, zira video ve üzerinde bir de TV’yi koyarsak çok yoğun veri trafiği harcayan servisler olacak. Burada görüntülü konuşma, sohbet, video indir izle/indirmeden izle, canlı yayın, TV yayınları ve yarışmalar gibi aklınıza gelebilecek bir sürü servis çıkarılabilir.

Geçen sene Türkiye – Almanya maçını patronun cep telefonundan canlı olarak izledik ve çok güzel oldu. AT&T’nin yine verdiği servislerinden bir tanesinde HQ TV kanallarını izleme imkanı sunuyorlar. Ama bunların hepsi ekstra fatura demek.

3G internet hayatımıza neler katacak? – 3

Daha hızlı Internet Erişimi

İşte bu gazoz ağaçlarından bir tanesi. 3G internet hızı ile ilgili bundan önce 3G Internet Hızı ve Kapsama Alanları
ve 3G İnternet Bağlantısı ve Hızı başlıklı iki yazı yazdım. Kısaca özetlemek gerekirse benim yakalayabildiğim en yüksek hız 2 Mbit / sec di. Ama mobil olduğunuz için,
-yerinizi değiştirdiğiniz zaman (çok hafif oynamalar bile) hızınızın oynamasına sebep oluyor. Onun için devamlı inip çıkan bir internet hız grafiğinden bahsediyoruz.
-Amerika’da bilhassa iphone 3G çıktıktan sonra AT&T’nin başı çok ağrıdı. Çünkü o anda bağlandığınız baz istasyonunun belli bir çıkış limiti var. Toplulukların bulunduğu (iş yerleri, kafeteryalar) alanlarda bu hız çok hissedilir bir şekilde düşüyor. Bilhassa iPhone’ların devamlı email kontrol etmesi, internete bağımlı başka uygulamalar çalıştırması bunu çok etkiliyor. Bununla ilgili AT&T çok eleştiri aldı ve almaya devam ediyor.
-Bağlantı kurdunuz ve o anda 3G bağlantısı içindesiniz ama yaptığınız her bir internet çağrısı (yeni sayfa açmak örneğin) böyle çat diye kabloyla bağlı olduğunuz zamankiler gibi iletilmiyor. Şöyle söyleyebilirim, arada 1 saniyeye yakın bir gecikme olduğunu ve o anda 3G internet kullandığınızı rahatlıkla hissedebiliyorsunuz. Download başladığı zaman olay normal seyrine dönüyor, tabi onda da yerinizden oynamamanız lazım.

3G internet hayatımıza neler katacak? -4

Bilgisayar kullanımını artıracak en ücra köylere kadar kablo döşenemese de artık 3G kuleleri ile iletişim kurulabilecek.

Türkcell ve diğer mobil firmalarının politikalarını bildiğim için bence bu da gazoz ağacı. Olay 3G kuleleri meselesi değil, olay 3G destekleyen baz istasyonlarının yerleştirilmesi ve bu baz istasyonlarının bulunduğu noktalardan merkeze o hızda internet bağlantısının çekilmesinden geçiyor. Dolayısıyla yine bir kablo döşeme çalışması gerekiyor ve bunun Türkiye’nin tüm ücra köşelerine kadar taşınacağını beklemek tamamen hayal perestlik olur. 2001’de adı çıkan, 2002’de örnekleri ortaya konan bir projeyi 7 yıl sonra getiren bir ülkede bunları beklemek bence yine abartı olur.

3G internet hayatımıza neler katacak? -5

Hasta takip Servisleri: Uzaktasınız ve hastanedeki yakınınızı görmek, durumunu takip etmek istiyorsunuz. Canlı canlı görüşmek de mümkün tabii ki.

Buyrun size ayrı bir sprite gazoz daha. Amerika’da bu teknoloji yıllardır mevcut, bu adamlar henüz görüntülü görüşme olayını yaymayı bırakın başlatamamışlar bile. Türkiye’de kişilerin görüşmesi bitecek ve doktorlar hastalarını bu şekilde arayacak.

3G internet hayatımıza neler katacak? 6 – 14

Bu kısımdan aşağı doğru yazacaklarımın birçoğu gerçekten GAZOZ ve abartıdan ibaret, Türkcell, AVEA ve Vodofone’nin piyasaya 3G internet yedirme, içirme ve sindirme operasyonun parçası olarak başlattıkları PR çalışmasının eseri.

Başlıyoruz;

-Ülke olarak bilgi toplumu olmamız hızlanacak. (GARANTİ!! Ekonomik krizlerin çarklarında eğrilen Türk milleti, ADSL ve Kablo internet bağlatamazken cep telefonlarına 3G internet bağlatacak, garanti!)-Ailemiz ve sevdiklerimizin sadece sesi ve resmini görmekle kalmayacağız, tamamen canlı görüntülü telefon görüşmeleri yapacağız.
-Eğlence servisleri olarak Chat-IM, canlı sohbet gibi birçok yan servislerde gelecek tabii ki. (bu hizmetler GPRS ve EDGE’de gayet güzel yapılabiliyordu)-Görüntülü Faks ve dosya paylaşımları: Cep telefonunuz ile önünüzdeki renkli dokümanın resmini çekerek faks şeklinde gönderebileceksiniz, ya da uzaktaki ofisten çıkmış arkadaşınıza sunumda ihtiyacı olan dosyaları cep telefonu üzerinden gönderebilecek hatta sunum videolarını paylaşabileceksiniz.
-Multi-player oyunlar: Şu anda gençlerin en çok sıkıntı duyduğu alan da burası sanırım. Evde oyun oynarken okula gitmek veya yola çıkmak gibi zorunlu hallerde çocuklarınızın isyanını biz büyükler anlamayabiliriz. Çok oyunculu oyunlardan ayrılmak bir kabustur, dünyanın herhangi bir yerindeki kişi ile mobil ortamda her an her yerde oyun oynamak bir rüya olsa gerek. İşte yüksek veri trafiği ve anlık iletişim gerektiren oyunların önü açılıyor. (yukarıda belirttiğim 3g internet hızı konularına bakmanızı tavsiye ederim,abartının dibine vuruyorlar.)
-Araç/Filo Takip Sistemleri: Filolarınız ve kuryeleriniz artık kontrol altında olacak. Uzaktan nerede olduklarını dijital haritalarda gördüğünüz gibi en yakın baz istasyonlarından gerçek görüntüleri alma şansınız da olacak. (Araç takip sistemini 3G üzerinden yapmaya çalıştıkları zaman tek olacak şey rahmetlik Muhsin Yazıcıoğlu’nun başına gelen, yer tespiti problemleri olacak. 3G’nin GSM yer tespit etme teknolojisine bir gram katkısı bulunmuyor. Üstüne GPS çipi takmadığınız takdirde (örneğin kullandığım HTC telefonu almadan önce desteklediğini söylediler ama external GPS kartı takmadan hiçbir işe yaramıyor 3G OLSA DAHİ!!) uyduyla görüşmüyor ve yerinizi tespit edemiyor.)
-Bilgisayarlar daha da küçülüp cep telefonunun içine girecektir artık. (iPhone 3Gs kullanıyorum, web’de sörf etmek bence hiç kaliteli değil, yahoo-email türü şeylerde iPhone uygulamalarıyla evet güzel oluyor.)
-Sınır karakolları ve emniyet: Sınırda pasaport kontrol, parmak izi ve yüz algılama sistemleri ile terörist takipleri için 3G olmazsa olmaktadır. Şehir içinde mobil ekiplerin güvenlik kontrolleri yapabilmeleri için kesintisiz ve kaliteli veri hatları ihtiyaçtan öte zaruriyet halini almıştır. (Türkiye’de hizmet amaçlı böyle bir yatırım yapacak babayiğit, vatanserver bir tane bile GSM şirketi görmüyorum.)
-Akıllı evler: Bundan böyle buzdolabınız evde bebek için süt kalmadığını, çamaşır makineniz yıkama programını onaylamanızı ve kombiniz eve kaçta geleceğinizi soracak… hiç şaşırmayın. (GARANTİ!! hepimizin evi akıllı ev, hepimiz Bill Gates’iz)

-Surveillance Sistemler: Kablosuz kamera, ev güvenlik ve alarm sistemleri kurulabilecek. Çocuğunuzu ve bakıcımızı yalnız bırakamıyoruz veya gece ya hırsız girerse korkularına son!

Bu maddeyi ayrı bir satıra aldım çünkü bunun Güvenlik sistemlerinde güzel uygulamaları mevcut. Cep telefonlarına yazılan Windows Mobile ve Symbian telefonlarında çalışan Java Appletleri sayesinde güvenlik sistemlerinin web portlarına bağlanmak oradan vidyo izlemek mümkün. Ama benim kullandıklarım da hep kesintili oluyordu ayrıca görüntü kalitesi ya çok düşük yada kesik kesik oluyor. Bu tabi evinizdeki ve iş yerinizde internet bağlantısyla da çok ilgili bir durum.

-LBS denilen Lokasyon Bazlı Servisler: Ben neredeyim, arkadaşım nerede gibi chat uygulamaları, adres ve yol tarifi uygulamaları gibi. (Bu da AYRI BİR GAZOZ. Bu cümlede bahsettikleri bütün lokasyon hizmetlerini Google Maps’i açtığınız zaman telefonunuz Wi-Fi destekliyorsa, o an bulunduğunuz hücrelerin bilgisini toplarak size yer bilgisi sağlıyorlar. 3G ile açtığınız zaman bu lokasyon tespiti çok az daha hassaslaşıyor ama Wi-Fi açıp onunla internete bağlanıp Google Maps açmanız ile 3G üzerinden bağlanmanız arasında 1-2 metreden daha fazla yer oynamayacaktır, en azından benim deneyimlerim hep bu yönde oldu.)
-Telefon üzerinden hızlı internet ile iletişimde çağ atlama yaşayacağız.

3G FİYATLARI

3G’de konuşma tarifeleri belli oldu ama data planlarıyla ilgili halen bir netlik yok. Yazının başlangıcında verdiğim Vodofone’un fiyatları var ortalıkda sadece. 3G konuşmalarıyla ilgili verilen fiyatlara göre Turkcell, Avea ve Vodafone müşterilerinden mevcut 2G’deki görüşmeyle hemen hemen aynı ücreti alacak.

Çağrı türleri
Konuşma:
Avea: 7,75
Turkcell: 6,55
Vodafone: 6,75

Görüntülü konuşma
Avea: 7,75
Turkcell: 7,75
Vodafone: 7,75

3G internetle görüntülü konuşabilmek için biraz daha masraf yapmak gerekiyor.

Her model telefonla görüntülü konuşma yapılamıyor.
İşte cep telefonlarıyla görüntülü konuşma imkanı sağlayan telefonlar ve fiyatları
Marka Model
Apple 3G Iphone 4GB Fiyatı: 1.440
Apple Iphone 8GB Fiyatı: 1.693
Blackberry 9000 Bold Fiyatı: 1.448
Blackberry 9500 Storm Fiyatı: 1.595
HTC Diamond Fiyatı: 1.573
HTC P7272 Fiyatı: 1.708
HTC Touch 3G Fiyatı: 1.111
Nokia 5320 Fiyatı: 445
Nokia 5800 Fiyatı: 806
Nokia 6210 Fiyatı: 639
Nokia 6220 Fiyatı: 475
Nokia 6500S Fiyatı:548
Nokia 6600F Fiyatı: 645
Nokia 6600S Fiyatı: 559
Nokia 6700 Fiyatı: 694
Nokia E63 Fiyatı: 607
Nokia E71 Fiyatı: 876
Nokia E75 Fiyatı: 1.041
Nokia N73 Fiyatı: 470
Nokia N79 Fiyatı: 630
Nokia N85 Fiyatı: 887
Nokia N95 8GB Fiyatı: 1.125
Nokia N96 Fiyatı: 1.175
Sony Ericsson C510 Fiyatı: 504
Sony Ericsson C902 Fiyatı: 736
Sony Ericsson G705 Fiyatı: 686
Sony Ericsson T700 Fiyatı: 400
Sony Ericsson W910i Fiyatı: 392

Mediatemple nasıl?

Yaklaşık 8 aydır Mediatemple kullanan birisi olarak deneyimlerimi sizinle paylaşmak istedim. Benim aldığım hizmet Grid Service’i (aylık 20 dolar olan) ve bu yazdıklarım birebir bununla alakalı, diğer verdikleri (dedicated) hizmetlerden daha iyi sonuç alan arkadaşlar biliyorum onun için öyle bir hizmet arıyorsanız kararınızı burada yazdıklarım çok etkilemesin.

Hatırlatma: Yazının altına eklediğim ekran görüntülerine bakmayı unutmayın.

Mediatemple’ın İyi yönleri:

  • Bant genişliği, (1 Terabyte)
  • Disk kapasitesi (100 Gigabyte)
  • 100 domaine yakın site host etme imkanı
  • Fiyat (aylık 20 dolar)
  • SSH girişi mevcut
  • Siteye göre PHP versiyonunu ayarlayabilme opsiyonu mevcut. Serverda host ettiğiniz sitelerin bir kısmını PHP4 ile bir kısmını PHP5 ile çalıştırabiliyorsunuz, bence çok güzel bir esneklik sunuyor. cPanel WHM’de de bu mümkün ama uğraşmanız gerekiyor.
  • Eğer teknik detayları seven birisiyseniz, sitenizin hangi kısmının ne kadar CPU kullandığını gösteren bir Rapor sayfası (CPU Usage reports) mevcut (son 3 ay)
  • Müşteri desteği ve müşteri memnuniyeti 1 numara
    • Müşteri desteği için twitter kanalları (twitter.com/mediatemple) bulunuyor, oradan direk müşteri hizmetlerine mesaj gönderip, açtığınız destek konusuna öncelik verilmesini sağlayabiliyorsunuz.
    • Yine müşteri desteği için 7/24 teknik destek hatları bulunuyor. Tabi bunun için ingilizce bilmek gerekiyor, bundan önce birkaç sefer hemen derdime derman oldular.
    • Müşteri memnuniyeti için, bundan önce 5 günlük problem yaşadıkları zaman 1 yıllık ücretsiz hizmet kredisi verdiler. Bunun para karşılığı, 250 dolara tekabül ediyorki böyle birşeyi Türkiye’de bulmak imkansız.
  • cPanel’in kullandığı awstat gibi açık kod istatistik yapısına kıyasla biraz daha fazla bilgi veren Urchin Analytics kullanıyorlar, ben çok faydalanmadım bu özelliğinden

Diğer hostinglerden farkları:

  • Mediatemple’a has kontrol panelleri alışılagelmiş cpanel, plesk den farklı onun için yapmak istediğiniz şeyleri bir çırpıda yapamıyorsunuz, en azından bir müddet zaman harcayıp alışmanız gerekiyor
  • Kullandıkları grid (ızgara) yapısından dolayı disk yapısı farklı. SSH’den login olduğunuz zaman, karşınıza domains/amerikadabirgun.com/html/ gibi bir yapı çıkıyor.
  • Veritabanına bağlanma (wp-config.php de ve diğer ayarlarda localhost kullanılmıyor) şekli, disk yapısındaki farklılıkdan dolayı, başka bir hosting serverından kopyaladığınız zaman siteniz aynı yapıda olsa bile herşey kütürt diye çalışmıyor, biraz kontrol paneli kurcalamanız gerekiyor.
  • Bence sadece kendi sitelerinizi host edecekseniz güzel bir sistem, farklı kişilere farklı kullanıcı hakları vermeniz mümkün değil (ftp’de mümkün ama kontrol panele giremiyorlar)
  • 1 Click Applications dedikleri, 1 tık ile web uygulamalarının (wordpress, drupal v.s.) kurulumlarıyla baya gururlanıyorlar ama cPanel’in Fantastico’sunun yanında bence solda sıfır kalır, şu ana kadar hiç kullanmadım, kullanmayı da düşünmüyorum. Şu anda WordPress, Drupal ve ZenCart destekliyorlar sadece.

Mediatemple’ın Kötü yönleri:

  • Sistem grid (ızgara) sistemi üzerine kurulu.:
    • Bu sistemde bir tane (yada RAID) hard diskle değil, hard disklerin bulunduğu bir ızgarayla muhatap oluyorsunuz. Onun için disk işlemleri bilhassa kopyalama ve taşıma işlerinde hayli yavaş.
    • Komplike bir sistem olduğu için, göçtüğü zaman toparlanması 5-6 saat hatta bundan önce bir kez 5 gün sürdü. Önemli siteleri host etmek için kötü bir tercih olur bence, bu site gibi kişisel siteler olabilir.
    • Sistemin komplikasyonu sadece bir noktada değil, Email / Database / Dosyalar herşey bu ızgaranın üzerinde dağıtılmış durumda, onun için bunlardan herhangi birisine birşey olduğu zaman düzelmesi baya uzun sürüyor
  • Grid (ızgara) adı bilhassa grid computing ve cluster (küme) laflarından dolayı insanda büyük bir beklenti oluşturuyor. Bu sitenin (amerikadabirgun.com) yüklenme hızından kendi sitelerinizin ne kadar hızlı açılacağını pay biçebilirsiniz. Bence YAVAŞ.

Sonuç:
Mediatemple kişisel siteler için ve bloglar için yeterli olabilir ama reseller arayan, hızlı performans bekleyen ve problem yaşadığı zaman 1-2 klavye darbesiyle problemi çözmek isteyen kişiler için uygun değil.

Ekran görüntüleri:

Mysql’de arama – 1

Yazı yazmayalı çok uzun zaman oldu, bu arada birçok yoğunluk, koşuşturma oldu ama güzel bir tatil geçirme imkanı da buldum. Geri geldiğimde karşıma çıkan bir problem, “mysql ile nasıl arama yapılır?” nasıl arama yapılırın cevabı kolay ama yapılan aramanın sonuçları ne kadar tatmin edici olur? Bir nevi arama motoru sorusu. Arama motorları da size milyarlarca sonuç gösterebilir ama arkada yatan zekaya sorulan soru “milyarlarca sonucun arasından insanların ‘işte buldum’ diyeceği sonucu göstermek”. Olmak yada olmamak gibi birşey.

Ben de bu soruları düşünürken bulduğum öncelikli mysql arama fonksiyonunu yazmak istedim.

1- Select like % % ve regular expressions (düzenli ifadeler) kullanarak arama:

Mysql’de basit string aramalarında kullanacağımız fonksiyon bir select ifadesi.

Örn: select * from wp_users where users_email like '%hotmail.com%';

Bu şekilde içinde hotmail.com ifadesi geçen bütün satırları alabiliyorsunuz. Örneğin aradığınız şeyin satırın başında yada sonunda olmasını istiyorsanız:

Örn: select * from wp_users where users_email like 'mehmet%';

Bu şekilde mysql’de arama yaptığınız zaman, mehmet ile başlayan bütün satırları istiyorsunuz. Satır içinde arama yaptığınız ifadenin nerede olduğunu ‘%%’ ile oynayarak yapabilirsiniz.

2- Select match against ile arama yapmak:

İşte bu noktaya geldiğiniz zaman artık birkaç basamak çıkmış oluyorsunuz. Bu ifadede match against diye kullandığımız fonksiyon, mysql mühendisleri tarafından tasarlanmış bir algoritmaya göre size benzerlik puanı çıkartıyor.

Örneğin:
Arama yapılan ifade: mysql arama
Satır 1: mysql’de arama yapmak, yapmamak, olmak yada olmamak
Satır 2: mysql’de gelmek gitmek dalmak çıkmak, olmak yada olmamak

Select match against ile yaptığınız bir sorguda, veritabanındaki herbir satır için size bir puan skalası çıkartılıyor. Gerçek bir sorgu satırı ekliyorum çünkü bu fonksiyon çok önemli:

select match(title_tag) against('Mysql\'de arama yapıyorum') as arama_puani from mysql where match(title_tag) against('Mysql\'de arama yapıyorum') > 7

Burada match() fonksiyonun syntax’i şu şekilde:
match(veritabanındaki_kolon) against(‘arama yaptığınız ifade’)

İpler sizin elinizde tabi biraz araştırma yapmanız gerekiyor. İplerin elinizde olması şöyle, mysql size match against kalıbını kullandığınızda bütün satırlar için bir puan çıkartıyor. Bu rakam 0’dan 50’ye, 100’e kadar çıkabiliyor. Bu çıkan sonuçları sizin nasıl bir sonuç istediğinize göre şekillendirmeniz gerekiyor. Örneğin ben puanı 3’ün altında çıkan satırları hiç önemsemiyorum diyebilirsiniz.

WordPress Related Posts (benzer yazılar) eklentisi
Bu sitede ve wordpress’te çok kullanılan “related posts” (benzer yazılar) eklentisi bu mantığa dayanıyor. Ziyaretçinin okuduğu yazının _content kısmı, aynı tablonun aynı kolonuna match against yapılıyor. Orada belirttiğiniz benzerlik puanına göre (örneğin ben 5 kullanıyorum) eğer çıkan sonuçlar 5’in üstündeyse, ilk 5 taneyi gösteriyorum. Eğer 5’in altındaysa, “Benzer yazı bulunamadı” diye bir not çıkıyor.

Related posts eklentisinden bakarsanız karşınıza şöyle bir sorgu çıkıyor:
$sql = "SELECT ID, post_title, post_content,"
. "MATCH (post_name, post_content) "
. "AGAINST ('$terms') AS score "
. "FROM $wpdb->posts WHERE "
. "MATCH (post_name, post_content) "
. "AGAINST ('$terms') "
. "AND post_date < = '$now' " . "AND (post_status IN ( 'publish', 'static' ) && ID != '$post->ID') ";

Sonuç:

Mysql’in sağladığı arama fonksiyonlarından bence en yakın olanı bu gözüküyor. Örneğin şöyle bir senaryo düşünebilirsiniz. Sitenize bir ziyaretçi geldi ve “mysql’de arama” diye arattı. Bunu öncelikli olarak sadece bir like ” içinde kullanmak daha sonra da like ‘%%’ içinde kullanmak mantıklı olur. Buradan çıkan iki sonucu harmanladınız. Ekstra olması için son 4-5 sonucu da, mysql match against ile doldurmak güzel olur. Böylelikle aranan kelimelerin;
-direk yazının tamamında olup olmadığına
-yazının bir kısmında geçip geçmediğine
-alternatif olabilecek benzerlikteki yazılara

göre kıyaslamasını yapmış olursunuz.

Can Dündar O’nla yada O’nsuz

(Güncelleme: Sözleri yazının altında.)

“Şiir gibidir ama şiir değildir” derler ya, öyle birşeyi Can Dündar seslendirmiş. Sözleri ve söyleniş tarzı gerçekten insanın kalbine işliyor. Ben de facebook’da bulduğum bu vidyoyu youtube’a aktarıp, bir de download edilmesi için mp3 haline getirip buraya ekliyorum.

Bu şiir ve vidyo internette youtube’da veya başka bir vidyo sitesinde bulunmuyor, buradan kopyalayacak arkadaşların “kul hakkına” saygı gösterip bu sayfaya link vermelerini talep ediyorum, öbür türlü hakkımı helal etmeyeceğim. Bilginiz olsun 🙂

Can Dündar O’nla yada O’nsuz

Can Dündar O’nla yada O’nsuz Sözleri

Eğer O’nu hatırladıkça başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz…
Ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla, o hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz…
ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin…
O’nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O’nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain…
Sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor,
O’ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa…
dünyanın en güzel yeri O’nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse…
hayat O’nunla güzel ve onsuz müptezelse…
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O’nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar…
her şiirde anlatılan O’ysa…
her filmin kahramanı O…
her roman O’ndan söz ediyor, her çiçek O’nu açıyorsa…
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa… iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa… eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O’nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız… mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O’na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken “keşke O anlatsa” diye iç geçiriyorsanız… kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü… özlemi, sol memenizin altında tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu… hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız… O’nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse… ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse… gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O’nun yüzü suyu hürmetine… uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa… dışarıda yer yerinden oynuyor ve “içeri”de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız… kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim… gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa… Her gidişte ayaklarınız “Geri dön” diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla… …

O halde yarın sizin gününüz!..
“Çok yaşa”yın ve de “siz de görün”üz.

Imageshack’e resim eklemek

Saç ekimi yazısı bu siteyi ilk defa ziyaret edenlerin belki değil ama buranın mutatları için en çok okunan ve takip edilen yazılardan birisi. Saç ekimi yaptıran arkadaşlar burada ekimden önce ve sonraki resimlerini paylaşarak, yeni saç ekimi yaptırmak isteyen kişilere destek oluyor ve çok güzel bir iletişim halkası kurulmuş oluyor. Zaman zaman bu yazıya resim eklemek isteyen ve saç ekimi resimlerini göstermek isteyen arkadaşlar için sağolsun Arashan aralı aralı birkaç defa yorum olarak yazdı. Ben de bu mesajı toparlayıp ayrı bir yazı şeklinde eklemeye karar verdim.

Imageshack’e resim eklemek için Arashan’ın tarif ettiği yöntem şu şekilde:

Arashan:
Adımları tek tek yazdım ve resimli bir şekilde anlattım. takıldıgın bir yer olursa yardımcı olurum. yapamazsan resimleri ben eklerim.
resimleri siteye nasıl ekleyeceğini tek tek resimlerle gösteriyorum.
takıldıgın birşey olursa yazarsın.

1- http://imageshack.us/ tıkla
2- http://img8.imageshack.us/img8/6864/000g.gif
3- http://img8.imageshack.us/img8/8887/001nti.gif
4- http://img8.imageshack.us/img8/7776/002ejp.gif

Tembellik Yasası

Bu liste çok hoşuma gitti onun için paylaşmak istedim. 🙂 Bu felsefede yaşayan arkadaşlarım olduğu için gözümde onları canlandırıp sabah sabah baya güldüm.

TEMBELLİK YASASI

Madde 1 : İnsanlar yorgun doğar dinlenmek için yaşar.

Madde 2 : Çalışmak yorar.

Madde 3 : Gündüz dinlen ki gece rahat edesin.

Madde 4 : Yatağını kendini sevdiğin gibi sev, içinden çıkamayacağın gibi yap.

Madde 5 : Yarın yapabileceğin işi bugün yapma.

Madde 6 : Bugünün işini yarına bırakma, erteleyebileceğin kadar ertele.

Madde 7 : Dinlenen birini görünce otur ona yardım et.

Madde 8 : Oturmak mümkünse ayakta durma, yatmak mümkünse oturma.

Madde 9 : Tembellikten kimse ölmemiş.

Madde 10 : Çalışma isteği duyunca bir yere otur isteğin geçmesini bekle. 🙂 🙂

Sanal Klavye (Virtual Keyboard)

Evet uzun bir aradan sonra web programlama icin yeni bir konuyla geri donduk. Bugun JavaScript’te yapilabilecek cok basit, ama bir o kadar da ilgi cekici ve yerine gore kullanisli bir konuyu isleyecegiz. Amacimiz kullanici giris yaparken guvenligi bir kademe daha arttiran sanal klavye uygulamasinin nasil olabilecegine dair sizi fikir sahibi yapmak. Aslinda bu fikir keylogger’dan korunmak icin ortaya cikmistir. Keylogger’lar, bilgisayariniza yerlesen bir process’in arkada hic ses cikarmadan calisip, sizin yazdiginiz herseyi kaydeden ve/veya bir e-mail’e yonlendiren casus programciklar. Eger yeterli bilgisayar bilginiz yoksa, bilgisayarinizda calisan bu casus programcigi hic bi zaman farkedemezsiniz. Bunun icin ozellikle banka islemleri yaptiginiz sayfa gibi ozel onem arzeden yerlere baglanirken, guvenlik seviyenize boyle bir koruma katmani daha katmak isteyebilirsiniz.

Sanirim bu kadar sozden sonra artik kodumuza ve aciklamasina gecebiliriz. Baktim wordpress’ten hayir gelmeyecek, dosyalari baska sever’a koydum, ordan bakip burdan kodu takip edebilirsiniz. Ya da JavaScript ise acin kaynak kodunu direk bakin. Iste gecenlerde soz ettigim dijital saatin link. Simdi de birazdan anlatacak oldugumuz sanal klavye‘ye bir goz atin.

Gecelim kodu anlatmaya. Oncelikle 2 adet giris kutumuz(textbox) var, bunlardan biri kullanici adi, digeri sifre icin. Bu sayfada kullanici adi herhangi harf dizileriyle sayilardan olusabilir ve sifre sadece sayilardan olusabilir. Tabi bu benim varsayimim, siz kendi zevkinize gore degistirebilirsiniz. 4 adet fonksiyonumuz var.Bunlardan ikisi giris alanlari secildiginde gerekli olan klavyeyi gosterip digerini gizliyor,kalan iki fonksiyonumuz da klavyelerden her birine basildiginda gidip textbox’larimizin icine basilan karakteri yaziyor. Connect dugmemiz de baglanacak normalde ama burda hic bisey yaptigi yok:) Iste fonksiyonlarimizin kodlari:

function first_text() {
document.all.second.style.display = “none”;
document.all.first.style.display = “block”;
}

function second_text() {
document.all.second.style.display = “block”;
document.all.first.style.display = “none”;
}

function first_keyboard(key) {
document.all.uname.value += key.value;
}

function second_keyboard(key) {
document.all.pword.value += key.value;
}

Burda gordugumuz gibi aslinda tavsiye edilmeyen bir yontem kullandim. Normalde document.all diye hic bi elemana erismemiz uygun bulunmuyor artik. Sadece document.getElementById metodunu kullanmamiz isteniyor. Ben sadece bunun nasil calistigini gostermek icin kullandim. Bazen ihtiyac olabiliyor cunku kendi yaptiginiz yanlisin farkina varmaniz icin:) Neyse fonksiyonlari cok aciklamaya hacet oldugunu dusunmuyorum. Cunku isimleri kendilerini ele veriyor. Son iki fonksiyonumuza basilan tusun gonderildigini de acikca goruyorsunuz. Yaptiklari is su anda giris yapilan textbox’in degerine yeni basilan karakteri eklemek. Ustteki diger iki fonksiyonda gormus oldugunuz sytle.display’e block ve none yazmak, goruntude olup olmamasini belirliyor. Yani aslinda her iki sanal klavye de orda, ama bi anda biz sadece birini kullaniciya gosteriyoruz ki kafakaris olmasin. Hemen klavyemizin tuslarinin kodlarindan bir ornek gostereyim:

<input type=”button” id=”1q” name=”1q” value=”q” onclick=”first_keyboard(this)” />
<input type=”button” id=”1w” name=”1w” value=”w” onclick=”first_keyboard(this)” />
<input type=”button” id=”1e” name=”1e” value=”e” onclick=”first_keyboard(this)” />
<input type=”button” id=”11″ name=”11″ value=”1″ onclick=”first_keyboard(this)” />
<input type=”button” id=”12″ name=”12″ value=”2″ onclick=”first_keyboard(this)” />
<input type=”button” id=”13″ name=”13″ value=”3″ onclick=”first_keyboard(this)” />
<input type=”button” id=”21″ name=”21″ value=”1″ onclick=”second_keyboard(this)” />
<input type=”button” id=”22″ name=”22″ value=”2″ onclick=”second_keyboard(this)” />
<input type=”button” id=”23″ name=”23″ value=”3″ onclick=”second_keyboard(this)” />

Orneklerden de gordugumuz gibi her biri ayri bir id’ye sahip, ve tiklandiginda gerekli olan fonsiyonu cagiriyor. Bundan gerisi artistlik. Siz de kendi dusuncelerinizi ekleyip, kendi ihtiyaclariniza uygun olan sanal klavyeyi yapabilirsiniz.

Mediatemple

Mediatemple firmasının “ileri teknolojisi” sayesinde bütün sitelerim son 3 gündür ulaşılamaz hale geldi. Dosyalarımı, veritabanını hiçbirşeyi kurtarmama imkan vermeyen bir veri kaybı yaşadılar ve bunu düzeltmeleri 3-3.5 gün sürdü. Pazartesiden beri, ha bitti ha bitiyor diye diye günler saat oldu geçti gitti. Nihayet bugün benim verilerimi kurtardılar ve siteyi açabildim. Canım çok sıkkın onun için ne diyeceğimi bilmiyorum.

Uzman.tv ve Türkiyede internet kullanımına genel bir bakış

Uzun süredir yazı yazamıyorum ama bugün hatırladığım ve bundan önce yazmak istediğim bi mevzuya değinmek istedim. Türkiye’de internet kullanımı bence şu anda 5 yıl öncesine göre çok güzel noktalara ulaştı. Birçok kişi en azından “email” nedir, “internet sitesi” nedir vesaire gibi şeylere vakıf ve daha da yeni şeyler öğrenme arzusunda. Ama burada bir maalesef diyerek birşey eklemek istiyorum. İnternetin Türkiye’de ve Dünyada nabzını tutan diyebileceğimiz sitelerden, insanımızın hangi sitelere rağbet ettiğine baktığınız zaman bence internetten alınan randımanın çok düşük olduğu ortaya çıkıyor. İnternetin nabzını tutan diye nitelendirdiğim siteler:

  • Alexa.com
  • Google Trends
  • Realist.gen.tr

Örneğin Alexa ilk 100’e baktığınız zaman, listenin başında bütün ülkelerde olduğu gibi arama motorları ve Youtube var. Akabinde en çok ziyaret edilen siteler Gazeteler ve ilk 20’de 4 tane gazete/haber sitesi bulunuyor. Diğer 20’ye bakıyorsunuz, orası da tekrar gazeteler ve haber siteleri ile istila edilmiş durumda. Benim ilk 100’de sayabildiğim 20’ye yakın haber sitesi bulunuyor. Haber almak ve mevzulara yakın olmak güzel birşey ama Haber Siteleri, Medya kaynakları günlük hayatımızda yarayacak bilgi dağarcığımıza hiçbirşey katmıyor, zaman israfından öteye gitmiyorlar. İncelemeye devam edersek, ondan sonraki 20’lerde Türkiye’nin yüz karası olan “internet sitesi engellemelerinin” yansıması olan, tünel ve dns siteleri geliyor.

Alexa’nın listesinde beni en çok sevindiren, alışveriş, banka ve devlet sitelerinin sitelerinin 5 yıl öncesine göre çok daha üst sıralarda yer alması. Bu sitelerin üst sıralara çıkması aslında internetten faydalanıldığının ve işe yarar hale getirildiğini gösteriyor.

Bir güzel sevindirici şey ise, Türkiye internetinin bence en lüzumsuz sitelerinden bir tanesi olan www.itiraf.com’un artık ilk 100’den silinip gitmiş olması. O saçmalığın yerine doğru dürüst genç fikirlerin paylaşıldığı; ekşi sözlük, uludağ sözlük, azbuz.com, blogcu.com gibi sitelerin gelmesi ve kişilerin gerçekten kayda değer, arandığı zaman okunmaya değecek fikirlerden oluşan online kütüphaneler oluşturması çok umut verici.

Realist.gen.tr’yi bu liste içinde zikretmemin en büyük nedeni, günlük 1 milyonun üstünde bir ziyaretçi kümesini sayması ve bunun sonuçlarını göstermesinden kaynaklanıyor. Bir nevi canlı nabız tutma gibi birşey oluyor. Onların listesine baktığınız zaman tabi haber sitelerini görmemiz mümkün değil ama orada da film, sinema ve vidyo siteleri başı çekenlerden.

Başlıkta bahsettiğim uzman.tv ‘ye gelmemiz gerekirse. Bence uzman.tv Türkiye internet kullanıcıları için yapılmış EN BÜYÜK hizmetlerden birisidir. Web 2.0 ödülü verilecek dense şahsen sanırım önümüzdeki 5 sene daha iyi bir proje çıkmadığı müddetçe uzman.tv yapımcılarına verilmesini önerirdim. İnternete yeni başlamış kişilerden tutun, sağlık, sanat, müzik, estetik, spor her türlü konuda işin uzmanlarından bilgiler almanın ve buna ücretsiz ulaşmanın bence değeri biçilemez. Youtube’da bu tür vidyolar bulmak kolay ama bunların %90’ı ingilizce. İnternet explorer ve diğer internet tarayıcıları hep Amazon.com, cnn.com gibi sitelerle birlikte geliyor. Türkçe internet tarayıcısı yapılsa uzman.tv, ekşisözlük, wikipedia türkçe versiyonu gibi sitelerin internete başlayan herkes tarafından ziyaret edilmesini arzu ederdim. Uzman.tv’nin Alexa ilk 100 listesinde olmaması bence üzücü ama bu bizim yakınlarımıza ve arkadaşlarımıza o siteyi tanıtmayacağımız ve bu kişilerin de bu harekete en azından ziyaretçi olarak destek olmalarını sağlamayacağımız manasına gelmiyor.

Dünya Telekom ile Türkiyeyi Aramak

Dünya Telekom Amerikada yaşayanların çoğunlukla kullandığı bir VoIP firması. Ben de 1 – 1.5 yıldır Türkiye’yi bu firmayı kullanarak arıyorum. Buradan önce New York veya diğer çıkış yerlerindeki telefon numaralarını arıyorsunuz, oraya bağlantıkdan sonra da Türkiyede görüşmek istediğiniz numarayı arıyorsunuz. Bir nevi matrix filmi gibi 🙂

Cep telefonunuzdan yada iş yeri telefonunuzdan -> Dünya Telekom -> Oradan Türkiyede aranmasını istediğiniz numarayı çeviriyorsunuz -> Dünya Telekom Türkiye bacağı (Türkiyede anlaşmalı oldukları telekom firması)-> Aradığınız numaraya bağlantı

Böyle bir formülden sonra dünya telekom sizi birbirinize bağlıyor. Görüşmeler kaydediliyor mu? Bunlar bir yerlerde tutuluyor mu v.s. bilmiyoruz. Zaten bu yazıyı da “biri bizi dinliyor” muhabbeti yapmak için yazmıyorum. Bu yazıda Dünya Telekom’a gönderdiğim eleştiri emailini yayınlıyorum çünkü gerçekten bu tembellikten bıkkınlık geldi. 2 sene boyunca bir telekom firması hiçbir yenilik yapmaz mı? Bu firma, Amerikadan Türkiye’ye arama hizmeti veren 2-3 tane firmadan bir tanesi dolayısıyla Amerikadak yüz binlerce TC vatandaşına hitab eden ve bundan bir sürü paralar kazana bir firma. Kandillerde ve özel günlerde promosyon diye kartları ucuzlatıyorlar, başka hiçbirşey yok. Altta yazan mesajımı okuyun, siz de bana hak vereceksinizdir. Mesajıma tahmin ettiğiniz gibi bir cevap gelmedi. Arıza müşteri moduna bağlamak istemiyorum ama Türkiye’yi aramak için Dünya Telekom a bağımlı olduğunuzu düşünün. Telefonunuzdaki en basit şu fonksiyonların bu firma tarafından sunulmasını talep etmez misiniz?

– Favori numara belirleme
– Son aranan numarayı tekrar arama
– Her telefon numarası çevirişinizde 15 saniye hesabınızda şu kadar para kalmış lafını duymak istememe hakkınız??
– Yoğunluk olabilir ama gecenin bir vakti aradığınızda “bilinmeyen bir hata oluştu” diyip küt diye yüzünüze telefon kapatılması??

Dünya Telekom a gönderdiğim mesaj

Kusura bakmazsanız ben eleştirel bir yazı yazmak istiyorum. Bu işten yıllardır para kazanıyorsunuz ama bu hizmeti bizler için daha kolaylaştırıcı şeyler yapmak yerine web sayfanızın arayüzünü değiştiriyorsunuz, charging system’iniz bile aynı, sizin müşteriniz olarak hiçbir yeniliği ve güncellemeyi hak etmiyor muyuz?? 1.5 yildir hizmetinizden faydalanıyorum, “hep aynı kart adam sesi”, “hep aynı format, ‘şu kadar paranız kaldı lütfen numaranızı girin’, numarayı girince yine 5 saniye ‘hesabınızda şu kadar para var’, ‘aradığınız numara meşgul iki kere kare tuşuna basiniz'” koyun gibi bunlari yapalım da siz de çoban olarak bize taze ot verseniz biraz:

-Türkiyeden aradığımız topu topu zaten 3-4 tane hadi 5-6 tane telefon numarası var. Favori listesi oluşturabilsek de 212 li numaranızı aradığımız zaman 2 dediğim zaman Aliyi, 3 dediğim zaman Veliyi arayacak şekilde birşey olsa.

-Bir numarayı aradığım da meşgul çalıyorsa, tekrar tekrar ###### tusuna basip, ayni numarayi 15 defa girmektense, 1’e bassam da sisteminiz hemen otomatik olarak son aradigim numarayi arasa?

-Aynı şekilde 212 li numaranızı aradığımda, her bir aramayı session olarak değerlendirseniz; ilk aradığım numara meşgulse veya bağlanamamışsa “yaw bu adama biz zaten balance su kadar dedik, tekrar tekrar söylemeyelim” desenizde, her seferinde “hesabinizda su kadar para kalmistir” diye kafamizi ütülemese. Zaten hesabimda ne kadar kaldigimi bir önceki arama tesebbüsümde ögrenmisim tekrar dinlememin ne manasi var.

Liste uzun eğer hayata geçirmeyi düşünürseniz daha da yazabilirim.

Lütfen bu yorumları dikkate alınız gerçekten çok yoruldum ve sıkıldım bu hizmet tarzından, daha iyisini yapabileceğinize inanıyorum.

Tesekkürler
Mehmet

JavaScript ile Dijital Saat Yapimi

Evet biraz aradan sonra programlama yazilarimiza devam ediyoruz. Aslinda yazim hazirdi fakat bir sure kodun calisan halini sayfaya koyabilir miyiz diye arastirdik, fakat maalesef javascript kodu ileti icinde calismiyor. Simdilik sadeec anlatimla kalacagiz.

Ilk olarak anlattigim dillerin icinde en yaygin ve en kolay olani Javascript’ten kucuk bir ornek ile baslayacagiz. Ornegimiz dijital bir saat. Ilk once html kismini yazip ne kadar kolay oldugunu gostermek istiyorum:

<html>
<head>
<title> Clock </title>
</head>

<body>
<input type=”text” id=”time” disabled size=”5″ />
<button onClick=”StopIt();” > Stop the Clock </button>
<input type=”hidden” id=”Stop” value=”1″ />
</body>

</html>

Gordugumuz gibi html kismi cok kolay. Bir adet yazi kutusu (textbox), bir adet dugme (button), son olarak da bir tane hidden (gizli) elemanimiz var. Simdi bunlari kisaca aciklayalim.Textbox asikar ki bir deger girmeye yarayan bilesenimiz. Yalniz ben burda kullanicidan deger almak icin degil, elimdeki degeri bastirip gostermek icin kullandim. Bu sebeple etkisiz (disable) hale getirdim. Diger bilesenimiz dugme ve basildiginda tepki vermesi icin onClick ozelligine JavaScript kodu yazdik. Oradaki StopIt yanindaki parantezlerden anlasilacagi gibi bir fonksiyon. Son olarak da gizli bir bilesen koydum ki saati durdurmak istedigimizde bizi anlasin diye. Bunu binlerce yolla yapmak mumkun, fakat ben bu ilk anlatimimiz oldugu icin farkli bilesenler ve kombinasyonlar kullanmayi sectim. Cunku amac saat yapmak degil, kodun nasil yazilacagini ogrenmek. Siz de bu kismi degistirerek hangilerinin ne ise yaradigini ogrenebilir, daha cekici tasarimlar ortaya cikarabilirsiniz. Simdi de JavaScript kismina gecelim:

<script type=”text/JavaScript”>

var now = new Date();

changeTime();

function changeTime(){
if(now.getHours() < 10)
hours = “0” + now.getHours();
else
hours = now.getHours();
if(now.getMinutes() < 10)
minutes = “0” + now.getMinutes();
else
minutes = now.getMinutes();

if(now.getSeconds() < 10)
seconds = “0” + now.getSeconds();
else
seconds = now.getSeconds();

document.getElementById(“time”).value = hours + “:” + minutes + “:” + seconds;

if(document.getElementById(“Stop”).value == “1”)
setTimeout(changeTime,1000);
time = now.getTime();
now.setTime(time+1000);
}

function StopIt(){
document.getElementById(“Stop”).value = 0;
}

</script>

Bu kisim programciligi iyi bilmeyenler icin biraz zor gelebilir, ama herhangi bir dilde program yazan birine cok kolay gelecegine eminim. Oncelikle bir degisken tanimlayip su anki zamani onun icine yaziyoruz. Daha sonra da zamani degistiren fonksiyonumuzu calistiriyoruz. Iste bu kadar:) Tabi fonsiyonun ici en onemli olan kismi. Bastaki if/else bloguna bakmayin, onu sonra aciklayacagim. “document.getElementById” ile textbox’imizin icindeki degeri su anki zamanda yaptigimiz saatle dolduruyoruz. Sonra saati durdurma emrini aldik mi almadik mi onu kontrole diyoruz, almadiysak 1 sn’lik bir beklemeden sonra fonsiyonumuzu tekrar cagiriyoruz. Bu ne demek? Aslinda cok basit: 1 saniye bekle, sonra su anki zamani textbox’in icine yaz, sonra dur komutu gelmediyse tekrar 1 sn.bekle ve o anki saati kutuya yaz. Boylece her gecen saniye yeni zamani kutumuza yaziyoruz. Cok basit bir mantik. Daha sonraki iki satir o anki zamani, degiskenimizin icindeki 1 saniye onceki zamanla degistirmeye yariyor. Ve son olarak da durdurma komutumuz StopIt gizli elemanimizin degerini 0 (sifir) yaparak fonsiyonumuzun tekrar cagirilmasini onluyor. Iste butun espiri bu kadar. Yukardaki if/else blogunun aslinda hic bir islevselligi yok, sadece tek basamakli sayilarin yanina 0 (sifir ) ekleyerek 2 basamakli gozukmelerini sagliyor, boylece daha guzel bir dijital saat gorunumu elde ediyoruz. Ama bunu yapmazsak da saatimiz tikir tikir calisir.

Peki bu saat her zaman dogruyu gosterir mi? Aslinda hayir. Cunku bilgisayar komutlarinin da harcadigi bir zaman vardir, hepsinin cycle dedigimiz milisaniyelerle ifade edilen isgal ettigi zamani hesaplayip 1000 milisaniye bekleme suresinden cikartmamiz gerekir eger dosdogru bir saat istiyorsak. Fakat butun bu kod 10-20 ms icinde islendigi icin bu farki cok da onemsemedik. Yani kabaca bir saat icinde 3 kere saatimizin degismedigini ayni saati gosterdigini gorecegiz.
Asagida calisan hali var fakat gorebileceginizi hic sanmiyorum cunku wordpress calistirmiyor. Yine de sizin cok kolaylikla calistirabileceginiz bir program oldugu icin asagidaki kodun pek bir onemi yok. Ben yine de koyuyorum cunku bir gun yazilarda javascript calistirma ozelligini eklerlerse asagidaki saati gorebileceksiniz. Bir dahaki yazida gorusmek uzere..


css.php