İçeriğe atla

Milliyet çok alınmış

Milliyet gazetesi yine bayramlık ağzını açmış. Sanki hergün manipüle ettikleri haberlerle, dejenere olmuş bilgilerle bize kendi düşüncelerini enjekte etmiyorlarmış gibi bi de kendi köşelerinden olayların “Milliyetçesini” yazmışlar. Bu sefer ağızlarını ATV ve Sabah gazetesinin satışı için açmışlar. Bundan evvel genel seçim olmadan hemen önce, cumhurbaşkanlığı seçimi yapılmadan birgün önce, Irak konusu gündeme geldiği zaman Milliyet gazetesi olarak düşüncelerini bize duyurdular. Bu seferde, Türk milletine verdikleri sözü tutup ihaleye girmiyorlarmış ve tek amaçları bu satışların en yüksek değerlerle gerçekleştirilip hazinenin bu durumdan en yüksek karı elde etmesiymiş. Yani çok amiyane bir tabir olacak ama biz de bunu yedik. Gerçekten Milliyet amca, ihaleye giremedik, girmeye kalksak ve ihaleyi alsak büyük bir ihtimalle ihale düşerdi (medyada tekel) demiyorlar da; bizlere bir iyilik yapmışcasına ihaleye girmediklerini duyuruyorlar. Hatırlarsanız Hürriyet gazetesi de buna benzer bir jest yapmıştı. Aile değerlerine çok önem verdikleri için çıplak manken v.s. galerilerini web sitelerinden kaldırma kararı aldıklarını söylemişlerdi. Bunu duyurdukları gün binlerce mesaj almışlar, çok mutlu olmuşlardı. Bir de ne görelim, bir hafta geçmeden aynı galeriler boyboy ana sayfanın kenarlarından fışkırmaya başladı. Alışmış kudurmuştan beterdir derler, bu düzene alışmışlar öyle birkaç günlük göz boyamayla ara gazı verip bir üst vitese geçip sonra normal yola devam ettiler. Sonra ne oldu? Uyuyan halkımız uyandı, bunun farkına vardı filan falan yok tabiki, alışmışız önümüze ne gelirse yemeye, bu gelenler de midemizin nadide bir noktasında yer buldu.

Dönelim Milliyet amcaya. Baykal’ın basın yolsuzluklarla ilgilenmiyor sözüne de çok alınmışlar. İnanın bu gazetecilerin zihinlerinin çalışmasına hayranım. Bu kadar mı tilki bu kadar mı çiyan ruhlu olursunuz. Yahu siz daha iki gün önce Baykal’ı şamar oğlan gibi tokatlıyıp ettiği laflarla alay ediyordunuz. Bugün babasının sözlerinden çok etkilenmiş evlat gibi Baykal’ın önünde boynunuzu eğip sözlerinden alınıyorsunuz. Tam tiyatrocusunuz. Baykal sözlerinde haklı, medya genel ve yerel yönetimde fazla ses çıkarmıyor. Tabi bunun da nedenleri var. Nedenlere gelmeden birşey söyleyim, Baykal da bundan önce gelenler de bu suyun nasıl aktığını, bu düzenin nasıl işlediğini çok iyi biliyorlar. Hükümetler ve Medya grupları arasında, Belediye başkanları ve Medya grupları arasında organik veya inorganik hiçbir bağ yok mu? Mesela, ne gariptir Kadir Topbaş İstanbul belediye başkanı seçildiğinden beri birkere bile hakkında olumsuz bir haber yayınlamadılar. (Hergün bunların web sayfalarını ziyaret eden birisi olarak benim gözümden kaçtıysa aflarına sığınıyorum.) Neden Topbaş’ın hiçbir negatif yanını yazmıyorlar? Devamlı canım cicim? Doğan grubunun İGDAŞ ve İSKİ’ye olan yüklü bir borcu olabilir mi acaba? Tabi ben Baykal değilim, benim sözlerime de alınıp bi köşe yazısı yazacak halleri yok, onun için medya gruplarının yönetimler üzerinde etkisi ve onun karşılığında edindikleri haklarla devam ediyim. Medya grubu olarak Amerika’da olan medya gruplarından daha etkin söze sahip olduklarını çok rahatlıkla söyleyebilirim. Amerika’da bildik; CNN, Fox News, MSNBC gibi haber kanalları mevcut. Bunlar da genelde ele aldıkları birkaç konu üzerinden günü bitiriyorlar. Türkiye haberlerini izleyip Amerika’da haber izlemeye çalışırsanız size emin olun çok yavan ve basit gelecek. Politik tartışmalar başlatıyorlar ama Amerika halkı haberlere ve politik konulara hevesli olmadığı için kopardıkları fırtınalarla çok müthiş kasırgalar koparamıyorlar. Tabi bu durum Türkiye’de farklı, hem bardak küçük hem halk haberlere ve medyaya çok önem veriyor. Öyle olunca, medya A deyince bu kesinlikle A’dır böyle olmalıdır diyip yola devam ediliyor. Bunun doğal sonucu olarak aşırı bir şımarıklık, herşeyi kendilerinin belirleyebileceği bir tavır. Alın, Hürriyet gazetesi baş yazarı Ertuğrul Özkük en etkili kişilerden birisi seçilmiş. Neden? Adam Cumhurbaşkanıyla, Genel Kurmay başkanıyla başbaşa oturuyor sohbet ediyor. Sen devlet misin, asker misin? Nedeni çok açık, halk bu heriflerin sözlerine ehemmiyet gösteriyor. Teke Tekçi Fatih Altaylı, gruptan ayrıldıktan sonra Ertuğrul Özkök’ün koltuk için yapmayacağı şey yoktur dedi. Onların daha neler karıştırdıklarıyla ilgili başka şeyler de anlattı. Gel gör ki bu adam en etkili 10 kişiden birisiymiş…

Bundan önce yazmayı düşünüp sonradan vazgeçtiğim bir olay vardı. Türkiye’de çalışırken Sabah grubu da çalıştığım iş yerinin müşterisiydi. Sabah grubunun sistem yöneticilerinden birisi beni aradı ve problem yaşadıklarını belirtti. Ama ifade tarzı ve konuşmasıyla görseniz benimle mahalle kavgası yapıyor. Ben durumu onun ağzından dinledikten sonra uygulanabilecek çözümleri izah ettim ve kendisinin email gönderip konunun devamını email üzerinden değerlendirmemizi istedim. Sanki bunu dememişim gibi telefonda püskürmeye devam ediyor. Neyse, bi şekilde telefonu kapattım ve satış departmanını aradım. Öğrendimki, benimle hakkında kavga ettiği ürünün daha parasını bile ödememişler. Ödeme yapmadan, ürünü almışlar üstüne bi de benden problemlerini çözmemi istiyorlar. Telefonun açılışı da şu şekilde, “ben Sabah grubundan arıyorum”. İstersen gece yarısı grubundan ara, parasını ödersin, insan olursun her işin yapılır ama bunlar onun hesabında değiller. Ellerine aldıklar medya tabancasıyla Türkiye’nin en büyük mafyalığını yapıyorlar. Biz de alıp bunları baş tacı yapıyoruz…


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

css.php