İçeriğe atla

Gerçek Aritmetik

Anayasa Mahkemesinin 11 üyesi, 70 milyonluk Türkiye’de oy verebilecek durumda olan 35 milyonun 16.5 milyon oyunu almış bir partiyi kapatmaya kalkıyor. Cumhuriyetçiyiz diye sokaklarda yırtınanlar, halkın kendi kendine seçip yönetilme hakkını elinden almak için yapılan bu harekete birşey demezler. Ama burada bir gerçek ortaya çıkıyor. SEÇKİNLER, KONT, DON v.s. ünvanıyla anılabilecek seçiçi bir zümre topu topu 40 yıllık geçmişi olan bir kuruluş vasıtasıyla ülkenin kaderiyle oynama yetkisini kendisinde buluyor. Bir de dönüp bakıyorsunuz, şu anki anayasa 11’inin tohumları Ahmet Necdet Sezer tarafından atılmış. İsimlere bakıyorsunuz Ahmet, Haşim, Abdurrahman yapılanlara bakıyorsunuz aklınız almıyor. Amerika ve dolayısıyla dünya ekonomisinin en çalkantılı olduğu bir zamanda, tarihlerle intikam almaya çalışırcasına bu işlerin içine giriyorlar. Malumunuz bundan önce başka bir kapatma davası 14 Mart 2003 tarihinde de gündeme getirilmişti. Aynısı 14 Mart 2008 tarihinde gündeme getiriliyor.

Türkiye’deki kurumların periyodik takvimleri beni şaşırtıyor. Asker her 10 yılda bir darbe yapmış. Neden? Her 10 yılda bir çarkıfeleği döndürüyorlar, birgün ite eti ertesi gün ata otu veriyorlar. Bundan 10 yıl önce 28 şubat yaşatıp siyasi hükümeti yerinden atıyorlar. 10 yıl sonra MİT – JEKOM tartışmaları arasında, bu işlerin arkasında insanların gizli çekimleri youtube’a aktarılıyor. Ondan sonra bir bakıyorsunuz tekrar kapatma davası. Afrikaya gülüp geçeriz ama Türkiye’de çevirilen pandominoların Afrikadan kalır tarafı yok. Devamlı hasımlaşma, birbirini kırdırma, gerileme politikası.

Siyasi parti kapatmalar toplumun bir kısımında infiale sebep olurken, bir kısımda “oh oh canıma değsin” kıvamında bir rahatlama oluşturuyor ama birbirine komşu bu iki grubun arasındaki husumet ve boşluk iyice açılıyor. Laikliğin manasından bi haber olan bu kısım, amerikaya gelip üniversitelere başörtüsüyle giren, kendilerine ayrılan üniversite koridorlarında namaz kılan müslümanları gördükleri zaman dahi dudak büküp “bak şu gericilere” diyorlar. Amerikalı laiklik kavramını içine sindirmiş ama bunların içindeki laiklik değil, islam düşmanlığı olduğu için Amerikada dahi olsa halen nefretlerini muhafaza ediyorlar. Ondan sonra televizyona çıkıp, “Türkiye İran olmayacak” diye nara atıyorlar. İran nerede Türkiye nerede, bundan bile haberleri yok. İran’ın nasıl bir yönetimi olduğu, nasıl bir topluma sahip olduğu, hangi ülkelerle ilişkide olduğu v.s. gibi hiçbir bilgiye sahip olmayan bu gerici papağanlar, kendilerine mikrofon verildiği zaman “Türkiye laiktir laik kalacak” diye bağırıyorlar. Türkiye’nin laik kalmasıyla ilgili bir sorunu olan var mı? Yok. Türkiye’nin Cumhuriyet olarak kalmasıyla ilgili bir sorunu var mı? Yok. Eee derdin ne? Takiye yapıyorsunuza dönüyor iş hemen. Yahu arkadaş ben senin gibi beş paralık adama karşı niye takiye yapayım, soruyorsun cevap veriyorum. Türkiye laik olmasa önce alevi-sünni, sonra da azınlıklar-müslüman kavgası çıkacak. Ben bunu niye isteyim? Türkiye Cumhuriyet olmasa, başımıza asker çullanacak. Ben bunu niye isteyim? İşte aklını efes pilsen kapaklarında, gözlerini hürriyetin arka sayfalarında bırakmış bu zihniyet ile Türkiye hiçbir yere gitmeyecek. Aynı tekneye binmiş iki kişinin farklı yönlere kürek çekmesi, ileri gitmeyince de küreklerle birbirinin kafalarına vurmaya çalışmalarından başka birşey değil ortalıkda dönen.

Gerçek Aritmetik” üzerine bir yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

css.php