İçeriğe atla

En güzel hikayem

Tarih : 15 Ağustos
Bugün doğum günüm. 26 seneyi geride bırakırken, oturup uzun uzun düşündüm.. 18 yaşıma bi gelsem diye gün sayarken 20 den sonrası nasılda hızlı geçti.
Amaaaann Seda 26 yaşında böyle diyorsan biz napalım dediğini duyar gibiyim büyüklerimin ama ömür bu kadar süratle geçerken, nereden gelip nereye yol aldığımızı gözden geçirmek gerekir..
An’larda yaşıyoruz ve geçirdiğimiz her an geçmiş.. bir dakika hatta bir saniye öncesi hatıra olarak kalıyor.
Peki ben neler sığdırabildim, neler öğrendim geçmiş an’larımda:
*Anne ve babanın hayatımdaki önemini ; özellikle ergenlik çağlarımızdayken anne-babalar bizim kadar bilmezler ? Bizi anlamadıklarını, kısıtladıklarını düşünürüz. Çok geçmeden görürüz ki bir bildikleri varmış! Yıllar geçtikçe ve bizde aile kurup çoluk-çocuğa karıştığımızda anlarız anne-baba kıymetini.
Üstelik eğer anneniz ve babanız sağ ise bu en büyük mutluluk olmalı…
*Ailemden genç yaşlı çok vefat eden oldu. En zoru abimin vefatıydı benim için.
Anladımki yarının garantisi yok, dolu dizgin yaşarken düzgün yaşamak gerekli. Fani dünyada sahip olmak istediklerimizin peşinden koşarken ebedi dünya içinde hazırlıklar yapmalıyız. Artık ölümlerde sıradan oldu benim için.. acısını çekerek alışıyor insanoğlu bunada.
*Eğitimin hayatımdaki önemini her an hissediyorum. Her ne kadar şuanda gayet iyi bir şirkette iyi pozisyonda olsam bile yarının garantisi yok. Bende bunu geç farkedenlerdenim, zararın neresinden dönsem kardır dedim ve şimdi daha yeni geçtim 2. sınıfa. Beyler heleki bu devirde bırakın üniversiteyi master ve en az 2 yabancı dil bilmeyene kız yok 🙂
*İş hayatında çömezlik dönemini atlatana kadar çok kişinin kahrını çekmiştim. Öyle samimiyet dostluk nadiren olur iş arkadaşlarıyla. Özel hayatı paylaşmayı hiç tavsiye etmem, hiç ummadığınız bir anda dedikodu gibi çıkar karşınıza. En önemliside hayır derken bile gülümseyeceksiniz karşınızdakine. İnsanların çeşit çeşit olduğunu, herkesin samimiyetine güvenmemeyi, politik olmayı, gereksiz yere burnumu sokmamayı iş hayatı öğretti bana.
*Belli bir yaşa gelince e artık evlende yuvanı kur durumları başlıyor. Halihazırda aşık olduğun biri varsa bence aşk duygusu geçene kadar beklemeli derim. İlk heyecan ve aşkla ilerde kabul edemeyeceğiniz durumları pembe bulutlar kapatıyor. Evlilik için sevgi ve mantık bir arada olmalı. Karşınızdakini bütün bağlantılarından (aile, iş, arkadaş, para) sıyırıp çıplak olarak karakterine, özüne bakın derim.
Sonra tekrardan aileyi ekleyin ! evliliği etkileyen en önemli faktörlerden biridir ..
*Hergece yatarken hayatınızda ne olmasını istiyorsanız tüm içtenliğinizle dua edin ve detaylara inin.
Mesela ben ev isterken odasının sayısına, bahçesindeki dut ağacına kadar, eşimin ve ailesinin iyi insanlar olmalarına kadar söylerim 🙂 Birgün arkadaşım dediki : Sedacım eşim dualarımda istediğim gibi bir insan ama ailesi için hiçbişey dememiştim onlarla sorun yaşıyorum, aman sen dikkatli davran tüm sülalesi için dua et:) Allah, iste kulum vereyim diyor, sınırsız isteyin ve dediğim gibi detaylara inin.

Biraz da sorumluluklardan sıyrılıp gönlünüzce yaşayın, tekrar gelecekmisiniz dünya ya ?

Seda

En güzel hikayem” üzerine 2 yorum

  1. Adem Taşdan der ki:

    Benim yaşım sizlere göre oldukça küçük olduğu için sanırım bana sizin tecrübelerinizden ders almak kalıyo. Bir ay sonra henüz 21’im bitti dicem 🙂

    Ama 21 yaşımdan daha olgun hale getirdi bu hayat beni diyebilirim.17 yaşımda babamı kaybettim ben de. Yazılanlara yaşamış birisi olarak yürekten katılıyorum.

  2. Nezih der ki:

    Öncelikle geçmiş doğum günün kutlu olsun Sedacım.

    Dediğin gibi 20 yaşını aştıktan sonra yıllar biraz daha hızlı geçmeye başlıyor insanın hayatında. Ve sonlarına doğru 30’a varma korkusu kaplıyor insanı. Bir de bulunduğun yaş itibariyle planladığın konuma gelememişsen hala birazda pişmanlık kaplıyor insanı üzüntünün yanında. Bazende oturup düşünüyorsun ve güzel hatıraları hatırlıyorsun geçirdiğin onca yılın içinde ve tatlı bir tebessüm beliriyor yüzünde. Sonra o kadar yıla bu kadar olayı nasıl sığdırdım diyorsun. Keşke hepsini hatırlayabilsek ama unutmak da bazen güzeldir…

    İnsanın hayatında bir yakınlarını kaybetmesi bence en güzel olgunlaştırma olayıdır kişiyi. Ve dünyanın faniliğini anlamamızın da en güzel örneğidir. Az ileride birisi vefat eder, üzülür ve geçersiniz. Ama yakınından biri vefat ederse geçemezsin hemen, arasırada yoklar bizi. (Bu arada başın sağolsun)

    İşyerinde olanlar konusunda hiç yorum yapmayayım, 3 sayfa sürer…

    Dua konusunda da çok doğru bir noktaya temas etmişsin. Kişi her gece yatağına uzandığında gününü bir analiz etmeli ve yanlışları için af diletikten sonra istekleri konusunda detaylı bir dua etmelidir. Ve bence herşeyden önce sağlık istemelidir Yaratan’ından. Herşeyin başı sağlık…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.

css.php